İslam Düşüncesinde, aynı kaynaktan beslenen farklı metot ve sistemlere sahip birçok ekol ortaya çıkmıştır. Genel olarak bunlardan bazıları rivayet ve nakle öncelik tanıdıklar için glenekçilik, bazıları da tecrübe ve aklı öne çıkardıklar için akılcılık bağlamında değerlendirilmektedir.
Bu çalışmada aklın epistemik bir olgu olarak dindeki yeri, rolü ve önemi vurgulanarak, Hz. Peygamber'le başlayan aklileşme sürecinde, akıl ve vahip arasındaki dengelerin korunamaması sonucu ortaya çıkan çarpıklıklar tesbit edilmeye çalışlmaktadır.
İslam bilginlerinin Aristo mantığı ile tanışmadan önce kullandıkları usul (fıkhi ve kelami kıyas) ve Aristo mantığı etrafında yapılan tartışmalar dile getirilip İslam'ın inanç sisteminin koordinatları çizilmekte, bu sistemin gelişmesini etkileyen unsurlar ve sosyopolitik gelişmeler ele alınmaktadır.
Ayrıca Kadı Abdülcebbar'ın, inanç sistemiyle ilgili görüşleri kendi eserlerinden yararlanılarak sunulmaktadır.
İslam Düşüncesinde, aynı kaynaktan beslenen farklı metot ve sistemlere sahip birçok ekol ortaya çıkmıştır. Genel olarak bunlardan bazıları rivayet ve nakle öncelik tanıdıklar için glenekçilik, bazıları da tecrübe ve aklı öne çıkardıklar için akılcılık bağlamında değerlendirilmektedir.
Bu çalışmada aklın epistemik bir olgu olarak dindeki yeri, rolü ve önemi vurgulanarak, Hz. Peygamber'le başlayan aklileşme sürecinde, akıl ve vahip arasındaki dengelerin korunamaması sonucu ortaya çıkan çarpıklıklar tesbit edilmeye çalışlmaktadır.
İslam bilginlerinin Aristo mantığı ile tanışmadan önce kullandıkları usul (fıkhi ve kelami kıyas) ve Aristo mantığı etrafında yapılan tartışmalar dile getirilip İslam'ın inanç sisteminin koordinatları çizilmekte, bu sistemin gelişmesini etkileyen unsurlar ve sosyopolitik gelişmeler ele alınmaktadır.
Ayrıca Kadı Abdülcebbar'ın, inanç sistemiyle ilgili görüşleri kendi eserlerinden yararlanılarak sunulmaktadır.