İlim ve Eğitim, insanın bedenini olduğu kadar ruhunu, maddi ve manevi hayatını, yeryüzündeki bütün davranışlarını düzenleyen çok uzun bir süreç olduğundan Efendimiz (sav);
“Beşikten mezara kadar ilim tahsil ediniz” buyurur.
İlim ve eğitim uzun soluklu, zor ve pahalı da olsa asla vazgeçmemeli, iyiyi öğretip benimsetmeli ve ona özendirmeliyiz. Zira eğitimi pahalı bulup terk edenlerin cehaletin bedelini ne kadar ağır ödediklerini hayatımızın her anında çeşitli örneklerle görmekteyiz.
Çocuklarımızın ve gençlerimizin basın ve TV kanallarından gördükleri ve çoğu bizden olmayan, benliğimize uymayan davranışları nasıl taklit ettiklerini üzülerek görmekteyiz. Bize yabancı olan bu hareketlerin yeni insan tipleri, yeni karakterler meydana getirdiğini de inkâr edemeyiz. Hal böyle olunca kendi örneğimizi ortaya koyarak; “işte en güzel budur” demedikçe bizden olmayanı çürütemeyiz.
Kötüyü karalarken iyiyi göstermek zorundayız. Bunun için tarihten örnekler verirken kendimiz neden en iyi örnek olmadığımızı sorgulamalıyız. Zira üstad Necip Fazıl Kısakürek'in şu mısraları bu konuyu en güzel şekilde ifade etmektedir;
“Müjdecim, kurtarıcım, efendim,
Sana uymayan ölçü hayat olsa teperim.”
Son dönemlerde ortaya çıkan Efendimize yönelik çirkin ve cahilce iftiraların Dünya Müslümanlarının büyük tepkisini toplaması üzerine bu gibi olayların sebep olduğu cehaleti ortadan kaldırmak için tüm insanlık olarak 14 asrı aşan süreçte, hala Hz. Peygamber (sav)'i tam manasıyla anlayamadığımızdan O'nu daha çok anlamak, anlatmak ve bu anlatımda O'nun metotlarını uygulamak gerektiğini bir kez daha idrak etmiş bulunmaktayız;
“Canım kurban olsun senin yoluna,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed (sav)”
Süleyman Çelebi
İlim ve Eğitim, insanın bedenini olduğu kadar ruhunu, maddi ve manevi hayatını, yeryüzündeki bütün davranışlarını düzenleyen çok uzun bir süreç olduğundan Efendimiz (sav);
“Beşikten mezara kadar ilim tahsil ediniz” buyurur.
İlim ve eğitim uzun soluklu, zor ve pahalı da olsa asla vazgeçmemeli, iyiyi öğretip benimsetmeli ve ona özendirmeliyiz. Zira eğitimi pahalı bulup terk edenlerin cehaletin bedelini ne kadar ağır ödediklerini hayatımızın her anında çeşitli örneklerle görmekteyiz.
Çocuklarımızın ve gençlerimizin basın ve TV kanallarından gördükleri ve çoğu bizden olmayan, benliğimize uymayan davranışları nasıl taklit ettiklerini üzülerek görmekteyiz. Bize yabancı olan bu hareketlerin yeni insan tipleri, yeni karakterler meydana getirdiğini de inkâr edemeyiz. Hal böyle olunca kendi örneğimizi ortaya koyarak; “işte en güzel budur” demedikçe bizden olmayanı çürütemeyiz.
Kötüyü karalarken iyiyi göstermek zorundayız. Bunun için tarihten örnekler verirken kendimiz neden en iyi örnek olmadığımızı sorgulamalıyız. Zira üstad Necip Fazıl Kısakürek'in şu mısraları bu konuyu en güzel şekilde ifade etmektedir;
“Müjdecim, kurtarıcım, efendim,
Sana uymayan ölçü hayat olsa teperim.”
Son dönemlerde ortaya çıkan Efendimize yönelik çirkin ve cahilce iftiraların Dünya Müslümanlarının büyük tepkisini toplaması üzerine bu gibi olayların sebep olduğu cehaleti ortadan kaldırmak için tüm insanlık olarak 14 asrı aşan süreçte, hala Hz. Peygamber (sav)'i tam manasıyla anlayamadığımızdan O'nu daha çok anlamak, anlatmak ve bu anlatımda O'nun metotlarını uygulamak gerektiğini bir kez daha idrak etmiş bulunmaktayız;
“Canım kurban olsun senin yoluna,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed (sav)”
Süleyman Çelebi