Çağımızın şartları pek çok meselenin yeniden değerlendirilmesini gerekli kılmakta ve geçmişte yapılan değerlendirmelerle yetinilmemesi gerektiğini göstermektedir. “Ailevi vazife ve haklar” da bu meselelerden biri durumundadır.
Bilindiği üzere eski felsefeciler ailevî hayat felsefesini “pratik bilim”den bağımsız başlı başına bir bilim dalı olarak kabul ediyorlardı. İnsan hayatının bu bölümünün kendine has mantık ve ölçüleri olduğuna inanıyorlardı. Eflatun Cumhuriyet adlı eserinde, Aristo Siyaset'inde ve Ebu Ali Sina Kitabu'ş-Şifa'sında meseleye bu açıdan yaklaşmıştır.
Kadının toplumdaki hukuku konusunda da onunla erkeğin tabii ve insani haklarının “aynı” ve “benzer mi?”, yoksa birbirinden “farklı” ve “benzer olmayan” haklar mı? olduğu sorusu tabiatıyla mevcuttur. Bununla anlaşılması gereken şey şudur: İnsanlara birtakım haklar bahşeden yaratılış ve tabiat bu hakları iki cinsiyetli mi yaratmıştır, yoksa bir cinsiyetli mi?
İşte elinizdeki kitapta bu sorulara cevap mahiyetinde; kadın ve sosyal bağımsızlık, İslam ve hayatın yenilenmesi, kadının Kur'an'daki konumu, insani hukuk ve haysiyet, aile hukukunun tabii esasları, kadın-erkek farklılıkları, mehir, nafaka, miras, talak, birden fazla kadınla evlilik vb. konular ele alınmaktadır. Söz konusu meseleler incelenirken Batılı bilim adamlarının bu konulara yönelik görüş ve eleştirileri aktarılmakta; ileri sürülen iddialar felsefi, mantıki, tarihi, sosyolojik ve psikolojik delillerle çürütülmektedir.
Bunun yanı sıra Üstad Mutahhari, kadın hakkında oluşan yanlış düşünce ve bu paralelde gelişen kötü uygulamalardan dolayı Doğu'yu da ciddi bir eleştiriye tabi tutmaktadır.
Çağımızın şartları pek çok meselenin yeniden değerlendirilmesini gerekli kılmakta ve geçmişte yapılan değerlendirmelerle yetinilmemesi gerektiğini göstermektedir. “Ailevi vazife ve haklar” da bu meselelerden biri durumundadır.
Bilindiği üzere eski felsefeciler ailevî hayat felsefesini “pratik bilim”den bağımsız başlı başına bir bilim dalı olarak kabul ediyorlardı. İnsan hayatının bu bölümünün kendine has mantık ve ölçüleri olduğuna inanıyorlardı. Eflatun Cumhuriyet adlı eserinde, Aristo Siyaset'inde ve Ebu Ali Sina Kitabu'ş-Şifa'sında meseleye bu açıdan yaklaşmıştır.
Kadının toplumdaki hukuku konusunda da onunla erkeğin tabii ve insani haklarının “aynı” ve “benzer mi?”, yoksa birbirinden “farklı” ve “benzer olmayan” haklar mı? olduğu sorusu tabiatıyla mevcuttur. Bununla anlaşılması gereken şey şudur: İnsanlara birtakım haklar bahşeden yaratılış ve tabiat bu hakları iki cinsiyetli mi yaratmıştır, yoksa bir cinsiyetli mi?
İşte elinizdeki kitapta bu sorulara cevap mahiyetinde; kadın ve sosyal bağımsızlık, İslam ve hayatın yenilenmesi, kadının Kur'an'daki konumu, insani hukuk ve haysiyet, aile hukukunun tabii esasları, kadın-erkek farklılıkları, mehir, nafaka, miras, talak, birden fazla kadınla evlilik vb. konular ele alınmaktadır. Söz konusu meseleler incelenirken Batılı bilim adamlarının bu konulara yönelik görüş ve eleştirileri aktarılmakta; ileri sürülen iddialar felsefi, mantıki, tarihi, sosyolojik ve psikolojik delillerle çürütülmektedir.
Bunun yanı sıra Üstad Mutahhari, kadın hakkında oluşan yanlış düşünce ve bu paralelde gelişen kötü uygulamalardan dolayı Doğu'yu da ciddi bir eleştiriye tabi tutmaktadır.