Siyasal islamcı hareketin sistem içerisinde ikili iktidar gücünü nasıl oluşturduğu, sistem kurumları içerisinde nasıl örgütlendiği, medya içerisinde artan önlenemez yükselişi, ülke ekonomisini çok ciddi oranda etkiyebilecek düzeye ulaşması ve esasen de güçlenen toplumsal tabanı onun bugünkü gücünü ortaya koymaktadır. Sorun bir partinin kapatılıp kapatılmamasını aşmış olup, sistemin kendi içerisinde yeni bir sürece doğru evirildiğini ortaya koymaktadır. Bir biçimiyle küresel sermayenin istediği 'ılımlı İslam'ın iktidara getirilmesi sürecidir. Kemalist rejim de zorunlu olarak bu değişim sürecine uyacaktır. Bu değişim, sistem içerisinde yeni dengelerin oluşturulması anlamına geliyor. Ekonomik, siyasal ve toplumsal bir güç haline gelen İslamcı hareketin sınırlarını ve etki gücünü herhangi bir siyasal parti ile değerlendirmek yanlıştır. Türkiye toplumunda çok ciddi bir İslamcılaşma sürecinin yaşandığı ve kalıcı sistematik bir toplumsal tabanın oluştuğu gerçeğini görmeliyiz. İslamcı örgütler bu gelişmeye paralel olarak siyasal güçlerini çok önemli oranda arttırmaya başladılar.
Sistem partileri İslamcılaşan topluma yönelik politikalarında önemli değişikliklere gitmek zorunda kalıyorlar. Bu değişim süreci İslamcılaşan bir toplum gerçeğinin fiilen kabul edilmesi anlamına geldiği gibi aynı zamanda İslamcı hareketin sistem partileri üzerindeki etki gücünün çok daha ciddi oranda artacağını ortaya koymaktadır.
Siyasal islamcı hareketin sistem içerisinde ikili iktidar gücünü nasıl oluşturduğu, sistem kurumları içerisinde nasıl örgütlendiği, medya içerisinde artan önlenemez yükselişi, ülke ekonomisini çok ciddi oranda etkiyebilecek düzeye ulaşması ve esasen de güçlenen toplumsal tabanı onun bugünkü gücünü ortaya koymaktadır. Sorun bir partinin kapatılıp kapatılmamasını aşmış olup, sistemin kendi içerisinde yeni bir sürece doğru evirildiğini ortaya koymaktadır. Bir biçimiyle küresel sermayenin istediği 'ılımlı İslam'ın iktidara getirilmesi sürecidir. Kemalist rejim de zorunlu olarak bu değişim sürecine uyacaktır. Bu değişim, sistem içerisinde yeni dengelerin oluşturulması anlamına geliyor. Ekonomik, siyasal ve toplumsal bir güç haline gelen İslamcı hareketin sınırlarını ve etki gücünü herhangi bir siyasal parti ile değerlendirmek yanlıştır. Türkiye toplumunda çok ciddi bir İslamcılaşma sürecinin yaşandığı ve kalıcı sistematik bir toplumsal tabanın oluştuğu gerçeğini görmeliyiz. İslamcı örgütler bu gelişmeye paralel olarak siyasal güçlerini çok önemli oranda arttırmaya başladılar.
Sistem partileri İslamcılaşan topluma yönelik politikalarında önemli değişikliklere gitmek zorunda kalıyorlar. Bu değişim süreci İslamcılaşan bir toplum gerçeğinin fiilen kabul edilmesi anlamına geldiği gibi aynı zamanda İslamcı hareketin sistem partileri üzerindeki etki gücünün çok daha ciddi oranda artacağını ortaya koymaktadır.