İstanbul Kazan Ben Kepçe, sözlüklerdeki "İstanbullu", "İstanbul beyefendisi" maddelerinin karşılığı olarak kolaylıkla adı yazılabilecek Sermet Muhtar Alus'un 1938-1939 yılları arasında Akşam gazetesinde aynı ana başlık altında yazdığı yazılardan oluşuyor.Bu çok iyi planlanmış eserde, bundan bir asır önceki İstanbul'u; salt semtleri, eski eserleri, anıtlarıyla değil, bunlarla içli dışlı her şey, yaşayan bir kent ve payitaht, ricali, kibarı, uleması, esnafı, kalem efendisi, memuru, komiği, meyhanecisi, ayyaşı, kabadayısı, yosmaları... ile, mekânları ve tarihiyle bir film gibi izletiyor.
Yeşilköy'den Kartal'a, Sarayburnu'ndan Sarıyer'e, Suriçi'nden Beyoğlu'na kadar her semt, köy, hatta evler, konaklar, yalılar; kapı kapı, aile özellikleri ve ilişkileri de ihmal edilmeyerek aktaran ilginç bir şehir rehberi bu kitap.
Sermet Muhtar Alus, bugün artık hikâye ve romanlarda kalan bir şehrin ve o şehir hayatının sosyal ve gündelik yaşamının topoğrafyasını çıkarıyor. Hem tarihçi, hem tanık, hem de dedikoducu bir akraba tatlarını bir arada alacağınız yazılarında, bir noter kâtibi titizliğiyle dönemin İstanbul'unun kaydını tutuyor.
İstanbul'u, onu iyi bilen bir İstanbulludan dinlemenin keyfi, daima başka olmuştur…
İstanbul Kazan Ben Kepçe, sözlüklerdeki "İstanbullu", "İstanbul beyefendisi" maddelerinin karşılığı olarak kolaylıkla adı yazılabilecek Sermet Muhtar Alus'un 1938-1939 yılları arasında Akşam gazetesinde aynı ana başlık altında yazdığı yazılardan oluşuyor.Bu çok iyi planlanmış eserde, bundan bir asır önceki İstanbul'u; salt semtleri, eski eserleri, anıtlarıyla değil, bunlarla içli dışlı her şey, yaşayan bir kent ve payitaht, ricali, kibarı, uleması, esnafı, kalem efendisi, memuru, komiği, meyhanecisi, ayyaşı, kabadayısı, yosmaları... ile, mekânları ve tarihiyle bir film gibi izletiyor.
Yeşilköy'den Kartal'a, Sarayburnu'ndan Sarıyer'e, Suriçi'nden Beyoğlu'na kadar her semt, köy, hatta evler, konaklar, yalılar; kapı kapı, aile özellikleri ve ilişkileri de ihmal edilmeyerek aktaran ilginç bir şehir rehberi bu kitap.
Sermet Muhtar Alus, bugün artık hikâye ve romanlarda kalan bir şehrin ve o şehir hayatının sosyal ve gündelik yaşamının topoğrafyasını çıkarıyor. Hem tarihçi, hem tanık, hem de dedikoducu bir akraba tatlarını bir arada alacağınız yazılarında, bir noter kâtibi titizliğiyle dönemin İstanbul'unun kaydını tutuyor.
İstanbul'u, onu iyi bilen bir İstanbulludan dinlemenin keyfi, daima başka olmuştur…