Şair, yazar, ressam, eğitimci, diplomat, siyaset ve devlet adamı Konstantin Veliçkov (1855-1907) Galatasaray Lisesi'nin ilk mezunlarından. Mezuniyetinden sonra Şarki Rumeli Eyaleti ve Bulgaristan Emareti'nde sorumlu görevler üstleniyor, Bulgar kültür ve sanat hayatına katkılarda bulunuyor. Ama çok geçmeden ülkesindeki toplumsal ve siyasi gerçeklerden derin bir hayal kırıklığına uğruyor. Veliçkov, 1890'lara denk düşen gönüllü sürgünlük yıllarını da İstanbul'da geçiriyor, eserlerinin büyük kısmını burada yazıyor. “İstanbul'dan Hatıralar ve İzlenimler” ortak başlığıyla Bulgarca bir dergi için kaleme aldığı yazılarda, talebelik yıllarını geçirdiği 1870'lerin ve gönüllü sürgünlüğünü yaşadığı 1890'ların Osmanlı payitahtı arasında sürekli gelip gidiyor ve zaman tünelinde karşılaştırmalar yapıyor.
“Fener'de Bir Gezinti,” bugün daha çok Demir Kilise olarak bilinen Aziz Stefan Bulgar Ortodoks Kilisesi'nin inşası bağlamında, bağımsız Bulgar kilisesi mücadelesinin aşamalarını canlı bir üslupla aktarıyor. “Balkapan Han” ise, Mısır Çarşısı'nın arkasındaki bu han, İstanbul'daki Bulgar kültürünün bir merkezi niteliğinde. “Çamlıca” yazısı ise dünya edebiyatında İstanbul'un coğrafi konumuyla ilgili yapılan en şiirsel tasvirlerden biri olmaya aday. Hatıralarla bezeli seyahat notlarında Bulgar şair ve yazar, hayatının en coşkulu yıllarını burada geçirmiş olmanın verdiği tecrübeyle, İstanbul'un o eşsiz ruhunu derinden hissediyor ve yorumlarıyla okura aktarıyor. İmparatorlukta ve payitahtta özel olarak Bulgar meselesini, genel olarak da 19. yüzyılın belli başlı hadise, süreç ve eğilimlerini takip etme ve derinlemesine anlama imkânı veriyor. Prof. Dr. Hüseyin Mevsim, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Bulgar Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalında öğretim üyesi
Şair, yazar, ressam, eğitimci, diplomat, siyaset ve devlet adamı Konstantin Veliçkov (1855-1907) Galatasaray Lisesi'nin ilk mezunlarından. Mezuniyetinden sonra Şarki Rumeli Eyaleti ve Bulgaristan Emareti'nde sorumlu görevler üstleniyor, Bulgar kültür ve sanat hayatına katkılarda bulunuyor. Ama çok geçmeden ülkesindeki toplumsal ve siyasi gerçeklerden derin bir hayal kırıklığına uğruyor. Veliçkov, 1890'lara denk düşen gönüllü sürgünlük yıllarını da İstanbul'da geçiriyor, eserlerinin büyük kısmını burada yazıyor. “İstanbul'dan Hatıralar ve İzlenimler” ortak başlığıyla Bulgarca bir dergi için kaleme aldığı yazılarda, talebelik yıllarını geçirdiği 1870'lerin ve gönüllü sürgünlüğünü yaşadığı 1890'ların Osmanlı payitahtı arasında sürekli gelip gidiyor ve zaman tünelinde karşılaştırmalar yapıyor.
“Fener'de Bir Gezinti,” bugün daha çok Demir Kilise olarak bilinen Aziz Stefan Bulgar Ortodoks Kilisesi'nin inşası bağlamında, bağımsız Bulgar kilisesi mücadelesinin aşamalarını canlı bir üslupla aktarıyor. “Balkapan Han” ise, Mısır Çarşısı'nın arkasındaki bu han, İstanbul'daki Bulgar kültürünün bir merkezi niteliğinde. “Çamlıca” yazısı ise dünya edebiyatında İstanbul'un coğrafi konumuyla ilgili yapılan en şiirsel tasvirlerden biri olmaya aday. Hatıralarla bezeli seyahat notlarında Bulgar şair ve yazar, hayatının en coşkulu yıllarını burada geçirmiş olmanın verdiği tecrübeyle, İstanbul'un o eşsiz ruhunu derinden hissediyor ve yorumlarıyla okura aktarıyor. İmparatorlukta ve payitahtta özel olarak Bulgar meselesini, genel olarak da 19. yüzyılın belli başlı hadise, süreç ve eğilimlerini takip etme ve derinlemesine anlama imkânı veriyor. Prof. Dr. Hüseyin Mevsim, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Bulgar Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalında öğretim üyesi