“Tarih, İstanbul'un dünyanın merkezindeki konumunu hiçbir siyasi ve politik durumun değiştiremediğini göstermiştir bizlere. Onun, ilkçağlarda bir ticaret kolonisi olarak tarih sahnesine çıktığı devirleri aşarak dünyanın yönetildiği bir payitaht haline dönüşmesinde, elbette pek çok saik vardır. Bunların başında âlimler, bilginler, edipler ve şairlerden oluşan seçkin zümre ve çevrelerin bu şehirde kendilerini gerçekleştirmede zorluk çekmemeleri, muteber sayılmaları, korunup kollanmaları ve çalışmalarının desteklenmesi gelir.
Geleneğimizde oldukça hoş bir kelâm-ı kibar vardır: “Şerefü'l mekân bi'l- mekin” der eskiler. Mekânların şerefinin, içinde yaşayan insanlardan geldiğine iman eden bu kutlu ve uğurlu anlayış, işte bu şehrin taşında toprağında dile gelmiş, doğudan ve batıdan sayısız âlim ve fâzıl şahsiyeti bağrına basmıştır. Medeniyetler, İstanbul'da meczolmuştur."
“Tarih, İstanbul'un dünyanın merkezindeki konumunu hiçbir siyasi ve politik durumun değiştiremediğini göstermiştir bizlere. Onun, ilkçağlarda bir ticaret kolonisi olarak tarih sahnesine çıktığı devirleri aşarak dünyanın yönetildiği bir payitaht haline dönüşmesinde, elbette pek çok saik vardır. Bunların başında âlimler, bilginler, edipler ve şairlerden oluşan seçkin zümre ve çevrelerin bu şehirde kendilerini gerçekleştirmede zorluk çekmemeleri, muteber sayılmaları, korunup kollanmaları ve çalışmalarının desteklenmesi gelir.
Geleneğimizde oldukça hoş bir kelâm-ı kibar vardır: “Şerefü'l mekân bi'l- mekin” der eskiler. Mekânların şerefinin, içinde yaşayan insanlardan geldiğine iman eden bu kutlu ve uğurlu anlayış, işte bu şehrin taşında toprağında dile gelmiş, doğudan ve batıdan sayısız âlim ve fâzıl şahsiyeti bağrına basmıştır. Medeniyetler, İstanbul'da meczolmuştur."