Muadilsiz İstiklâl Takvimi'nin 1440 senesine ait nüshası sekizincisi çıkıyor. 10'a 2 kaldı. Hıristiyan takviminin 1925. senesinden beri vakitsiz, 1928. senesinden beri yazısız/dilsiz bırakılmağa isyanda ısrarcıyız. Türk topraklarının nebat ve hayvanatından olmadığımızın işaretlerinden biri dilimiz ise, diğeri tabi olduğumuz takvimdir. Bitki, hayvan ve beşer hayatının devamı için işleyen güneş takvimini değil, insan hayatı için yaratılan ay takvimini esas alıyoruz. Esaslarını başkasının tayin ettiği zamanda başkasının hesabına yaşanır. Düşmanın zamanında düşmanın hesabına yaşamağa niyetimiz yok. Türk milleti vaktini Allah katındaki takvime göre ayarladığı müddetçe tarihî rolünü sürdürdü. Vakti geleni de, vakti geçeni de o takvimden öğrendi. Bu topraklarda kıvamını bulan insan tipi yerlerin ve göklerin yaratıldığı takvime iktida eden Türk'ten başkası olmadı.
Sloganımız iddia değil gerçek: Bundan ahsen takvim bulamayacaksınız.
Takvim yapraklarının ön yüzünde ezanî vakte göre on ilimizin (İstanbul, Konya, Ankara, Gaziantep, Şanlıurfa, Bartın, Adana, Kahramanmaraş, Giresun, İzmir) namaz saatlerine, bir hadis-i şerife, o güne ait vakalara ve İstanbul ili için gün kısalması-uzamasına yer verildi.
Takvim yapraklarının arka yüzü ise Kur'an harfleri ile Türkçe okuma-yazma öğrenilebilmesine hasredildi. Türkçe okuma-yazmayı bilmeyenler için harflerin öğretilmesiyle başlayan ve resimli basit kelimelerle devam eden derslerde pratik bir usul takip edildi. Takvimimizin bu seneki okuma metinleri Mareşal'in ölümüyle başlayıp "27 Mayıs"a kadar geçen zaman aralığındaki Türkiye'ye dair yazılanlardan müteşekkil bir seçkidir. Bir kitap gibi kullanılabilecek olan takvimimizin sonunda ders ve temrinler için bir de fihrist mevcut.
Muadilsiz İstiklâl Takvimi'nin 1440 senesine ait nüshası sekizincisi çıkıyor. 10'a 2 kaldı. Hıristiyan takviminin 1925. senesinden beri vakitsiz, 1928. senesinden beri yazısız/dilsiz bırakılmağa isyanda ısrarcıyız. Türk topraklarının nebat ve hayvanatından olmadığımızın işaretlerinden biri dilimiz ise, diğeri tabi olduğumuz takvimdir. Bitki, hayvan ve beşer hayatının devamı için işleyen güneş takvimini değil, insan hayatı için yaratılan ay takvimini esas alıyoruz. Esaslarını başkasının tayin ettiği zamanda başkasının hesabına yaşanır. Düşmanın zamanında düşmanın hesabına yaşamağa niyetimiz yok. Türk milleti vaktini Allah katındaki takvime göre ayarladığı müddetçe tarihî rolünü sürdürdü. Vakti geleni de, vakti geçeni de o takvimden öğrendi. Bu topraklarda kıvamını bulan insan tipi yerlerin ve göklerin yaratıldığı takvime iktida eden Türk'ten başkası olmadı.
Sloganımız iddia değil gerçek: Bundan ahsen takvim bulamayacaksınız.
Takvim yapraklarının ön yüzünde ezanî vakte göre on ilimizin (İstanbul, Konya, Ankara, Gaziantep, Şanlıurfa, Bartın, Adana, Kahramanmaraş, Giresun, İzmir) namaz saatlerine, bir hadis-i şerife, o güne ait vakalara ve İstanbul ili için gün kısalması-uzamasına yer verildi.
Takvim yapraklarının arka yüzü ise Kur'an harfleri ile Türkçe okuma-yazma öğrenilebilmesine hasredildi. Türkçe okuma-yazmayı bilmeyenler için harflerin öğretilmesiyle başlayan ve resimli basit kelimelerle devam eden derslerde pratik bir usul takip edildi. Takvimimizin bu seneki okuma metinleri Mareşal'in ölümüyle başlayıp "27 Mayıs"a kadar geçen zaman aralığındaki Türkiye'ye dair yazılanlardan müteşekkil bir seçkidir. Bir kitap gibi kullanılabilecek olan takvimimizin sonunda ders ve temrinler için bir de fihrist mevcut.