Nurettin Topçu 1934 yılında Sorbonne Üniversitesi felsefe kürsüsünde savunduğu ve aynı yıl içinde Paris'te Fransızca olarak basılan Conformisme et Revolte başlıklı doktora tezini tercüme etmiş;fakat sağlığında yayınlanmasına rıza göstermemişti. Vefatından sonra ise uzun müddet bu tercümeye ulaşılamadığı için Mustafa Kök ile Musa Doğan tarafından yeni bir tercümesi yapılmış ve İsyan Ahlakı adıyla Dergah Yayınları arasında, 1995 yılında basılmıştı.
Elinizdeki kitapla tezin yapılış tarihi itibariyle birinci, yayın olarak ikinci tercümesi neşredilmiş oluyor. Bu yayın İsyan Ahlâkı'nın müellif tarafından yapılmış tercümesinin notlu olarak ve eski harfli orijinaliyle birlikte ilk neşridir. Topçu'nun en önemli ve diğer eserlerine, fikirlerine; varlıktan tabiata, ahlaktan siyasete, felsefeden eğitime, dinden tasavvufa, fertten (ben'den) insana, millete, oradan devlete uzanan düşüncelerine ana kaynak olan metninin hala İsyan Ahlakı olduğu söylenebilir; en azından onun fikriyatı açısından bu eserin boşluğunu başka metinlerle doldurmanın mümkün olmadığı rahatlıkla savunulabilir...
Doğrudan felsefe ve düşünce tarihiyle ilgilenenlerin yazarın tercümesinden müstağni kalamayacakları tartışma götürmez. Fakat ilk okumayı önceki tercümeden yaptıktan sonra ikinci okumayı Topçu tercümesi üzerinden yapmanın daha faydalı olacağı düşünülebilir.
Nurettin Topçu 1934 yılında Sorbonne Üniversitesi felsefe kürsüsünde savunduğu ve aynı yıl içinde Paris'te Fransızca olarak basılan Conformisme et Revolte başlıklı doktora tezini tercüme etmiş;fakat sağlığında yayınlanmasına rıza göstermemişti. Vefatından sonra ise uzun müddet bu tercümeye ulaşılamadığı için Mustafa Kök ile Musa Doğan tarafından yeni bir tercümesi yapılmış ve İsyan Ahlakı adıyla Dergah Yayınları arasında, 1995 yılında basılmıştı.
Elinizdeki kitapla tezin yapılış tarihi itibariyle birinci, yayın olarak ikinci tercümesi neşredilmiş oluyor. Bu yayın İsyan Ahlâkı'nın müellif tarafından yapılmış tercümesinin notlu olarak ve eski harfli orijinaliyle birlikte ilk neşridir. Topçu'nun en önemli ve diğer eserlerine, fikirlerine; varlıktan tabiata, ahlaktan siyasete, felsefeden eğitime, dinden tasavvufa, fertten (ben'den) insana, millete, oradan devlete uzanan düşüncelerine ana kaynak olan metninin hala İsyan Ahlakı olduğu söylenebilir; en azından onun fikriyatı açısından bu eserin boşluğunu başka metinlerle doldurmanın mümkün olmadığı rahatlıkla savunulabilir...
Doğrudan felsefe ve düşünce tarihiyle ilgilenenlerin yazarın tercümesinden müstağni kalamayacakları tartışma götürmez. Fakat ilk okumayı önceki tercümeden yaptıktan sonra ikinci okumayı Topçu tercümesi üzerinden yapmanın daha faydalı olacağı düşünülebilir.