İttihat ve Terakki Cemiyeti, faaliyet sürdürdüğü dönemde yaptıklarıyla günümüzde hâlâ tartışılan bir siyasi oluşumdur. Teşkilatlanmada İtalyan "Carbonari" örgütü temel alan İttihat ve Terakki Cemiyeti, hücreler şeklinde örgütlenmişti. Amaçları; Osmanlı Devleti'nde değişim başlatmaktı. Cemiyetin amacı istibdada karşı direnmek, Meşrutiyet yönetiminin yeniden yürürlüğe girmesini, özgürlüğe, eşitliğe, mal ve can güvenliğine yer veren bir yönetimin kurulmasını sağlamaktı. Kısa zamanda gelişen Cemiyet, II. Abdülhamid'i tahttan indirmiş ve II. Meşrutiyet'i ilan ettirmişti. İbrahim Temo, İshak Sükuti, Abdullah Cevdet ve Şerafettin Mağmumi tarafından kurulan teşkilatın ilginç yönüyse kurucularının arasında hiç Türk olmamasıdır. Kurucular farklı etnik kökenlerden gelmelerine rağmen, Osmanlıcılık fikrine sıkıca bağlılardı.
İttihat ve Terakki Cemiyeti, Enver, Talat ve Cemal Paşaların yönetime geçmesiyle kozmopolit özelliklerini yitirmiş ve git gide Alman taraftarlığına yönelerek Osmanlı Devleti'ni kanlı I. Dünya Savaşı'na sokmuştu. Savaşta aldıkları yanlış kararlar yüzünden Sarıkamış'ta binlerce asker tek bir mermi bile atmadan şehit olmuş, Irak ve Filistin cephelerinde yenilgiye uğranmış, Yemen'de binlerce Türk askeri ölmüş, Çanakkale'de bir destan yaratılmış ancak bu zafer binlerce cana mâl olmuştu. Savaşın yenilgiyle sonuçlanmasıyla İttihat ve Terakki liderleri yurtdışına kaçmışlar fakat Cemal Paşa ve Talat Paşa, Ermeni teröristler tarafından öldürülmüş, Enver Paşa'ysa "Turancılık" hayalinin peşindeyken Türkistan'da öldürülmüştü.
Mustafa Kemal Atatürk, asla kurucularından, genel merkez üyelerinden, yönetici liderlerinden, mebus veya nazırlarından biri olmadığı İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin gizli kuruluş döneminde, Kolağası rütbesindeyken kısa bir süre üyesi bulunmuştur. Kongreye katılmış ve daha başlangıçta askerlerin politikadan uzak kalmaları teklifiyle İttihat ve Terakki yapısını ve asker liderlerini eleştirmiştir. Metot ve prensiplerine karşı koyduğu; vatan ve millete zarar getirilmelerini önlemeye çalıştığı, uyarmalarına kulak asmayan liderleriyle mücadele ettiği ve nihayet İstiklal Mahkemesi'nde son tasfiyesini yaptırdığı İttihat ve Terakki Fırkası hakkında Atatürk'ün son hükmü şudur:
"İttihat ve Terakki vatansever bir kuruluştur, kusurları, yanlışları ve zararları olmuştur. Ama vatanseverliği, tartışmaların üstündedir."
Bu kitap, Türk siyasi Tarihi'nin önemli unsurlarından biri olan İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin ve damgasını vurduğu dönemin bilinmeyen yönlerine ışık tutmayı amaçlamaktadır.
İttihat ve Terakki Cemiyeti, faaliyet sürdürdüğü dönemde yaptıklarıyla günümüzde hâlâ tartışılan bir siyasi oluşumdur. Teşkilatlanmada İtalyan "Carbonari" örgütü temel alan İttihat ve Terakki Cemiyeti, hücreler şeklinde örgütlenmişti. Amaçları; Osmanlı Devleti'nde değişim başlatmaktı. Cemiyetin amacı istibdada karşı direnmek, Meşrutiyet yönetiminin yeniden yürürlüğe girmesini, özgürlüğe, eşitliğe, mal ve can güvenliğine yer veren bir yönetimin kurulmasını sağlamaktı. Kısa zamanda gelişen Cemiyet, II. Abdülhamid'i tahttan indirmiş ve II. Meşrutiyet'i ilan ettirmişti. İbrahim Temo, İshak Sükuti, Abdullah Cevdet ve Şerafettin Mağmumi tarafından kurulan teşkilatın ilginç yönüyse kurucularının arasında hiç Türk olmamasıdır. Kurucular farklı etnik kökenlerden gelmelerine rağmen, Osmanlıcılık fikrine sıkıca bağlılardı.
İttihat ve Terakki Cemiyeti, Enver, Talat ve Cemal Paşaların yönetime geçmesiyle kozmopolit özelliklerini yitirmiş ve git gide Alman taraftarlığına yönelerek Osmanlı Devleti'ni kanlı I. Dünya Savaşı'na sokmuştu. Savaşta aldıkları yanlış kararlar yüzünden Sarıkamış'ta binlerce asker tek bir mermi bile atmadan şehit olmuş, Irak ve Filistin cephelerinde yenilgiye uğranmış, Yemen'de binlerce Türk askeri ölmüş, Çanakkale'de bir destan yaratılmış ancak bu zafer binlerce cana mâl olmuştu. Savaşın yenilgiyle sonuçlanmasıyla İttihat ve Terakki liderleri yurtdışına kaçmışlar fakat Cemal Paşa ve Talat Paşa, Ermeni teröristler tarafından öldürülmüş, Enver Paşa'ysa "Turancılık" hayalinin peşindeyken Türkistan'da öldürülmüştü.
Mustafa Kemal Atatürk, asla kurucularından, genel merkez üyelerinden, yönetici liderlerinden, mebus veya nazırlarından biri olmadığı İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin gizli kuruluş döneminde, Kolağası rütbesindeyken kısa bir süre üyesi bulunmuştur. Kongreye katılmış ve daha başlangıçta askerlerin politikadan uzak kalmaları teklifiyle İttihat ve Terakki yapısını ve asker liderlerini eleştirmiştir. Metot ve prensiplerine karşı koyduğu; vatan ve millete zarar getirilmelerini önlemeye çalıştığı, uyarmalarına kulak asmayan liderleriyle mücadele ettiği ve nihayet İstiklal Mahkemesi'nde son tasfiyesini yaptırdığı İttihat ve Terakki Fırkası hakkında Atatürk'ün son hükmü şudur:
"İttihat ve Terakki vatansever bir kuruluştur, kusurları, yanlışları ve zararları olmuştur. Ama vatanseverliği, tartışmaların üstündedir."
Bu kitap, Türk siyasi Tarihi'nin önemli unsurlarından biri olan İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin ve damgasını vurduğu dönemin bilinmeyen yönlerine ışık tutmayı amaçlamaktadır.