Ölüme doğru akan bir hayatın portresidir İvan İlyiç'inki. Onun en nefret ettiği şey yalandır ve etrafındaki herkesin gözünde gördüğü şey apaçık gerçeğe ihanettir. Tolstoy'un sıradan ve basit olduğu için korkunç olarak tanımladığı bir hayatı vardır. Birbirinin aynısı günler, karanlığa doğru akması dışında neredeyse donuktur. İvan İlyiç'in Ölümü de sıradan mı olacaktır?
“Ne önemi var? Hiçbir anlamı yok.” dedi kendi kendine, yattığı yerden karanlığa bakarak. “Ölüm. Evet, ölüm. Hiçbiri bilmiyor, bilmek de istemiyor; bana acımıyorlar. İşte, piyano çalıyorlar.”
Ölüme doğru akan bir hayatın portresidir İvan İlyiç'inki. Onun en nefret ettiği şey yalandır ve etrafındaki herkesin gözünde gördüğü şey apaçık gerçeğe ihanettir. Tolstoy'un sıradan ve basit olduğu için korkunç olarak tanımladığı bir hayatı vardır. Birbirinin aynısı günler, karanlığa doğru akması dışında neredeyse donuktur. İvan İlyiç'in Ölümü de sıradan mı olacaktır?
“Ne önemi var? Hiçbir anlamı yok.” dedi kendi kendine, yattığı yerden karanlığa bakarak. “Ölüm. Evet, ölüm. Hiçbiri bilmiyor, bilmek de istemiyor; bana acımıyorlar. İşte, piyano çalıyorlar.”