Jakob Arjouni'nin bu kitapta yarattığı kahraman Kemal Kayankaya, Dashiell Hammett'in Sam Spade'i ve Raymond Chandler'ın Philip Marlowe'u ile karşılaştırılıyor. Kemal Kayankaya, üçüncü kuşaktan bir Türk; annesi onu doğururken ölmüş, çöpçülük yapan babası bir araba altında kalıp ölünce bir Alman aile tarafından evlat edinilmiş, hüzünlü ve yalnız bir dedektif. Arjouni, romanlarında Alman toplumunun en alt katmanlarında dolaşıyor, ama ne bir öğretmen ne de bir toplumbilimci olarak. Okura kimden yana olması gerektiğini de söylemiyor. Kahkahayla değil, bıyık altından, düşündürerek güldürüyor; Alman toplumunun değişik sorunlarını, bu arada ırkçı eğilimlerini alaycı bir dille işliyor. Arjouni'nin romanlarının mekânı, fahişelerin ve uyuşturucu satıcılarının yaşadığı Frankfurt merkez garı çevresi, kaba gücün yürürlükte olduğu bir dünya. İyi ki Doğdun Türk, yeni Alman sinemasının ünlü kadın yönetmeni Doris Dörrie tarafından sinemaya aktarıldı ve 1992 yılında gösterime girdi.
Jakob Arjouni'nin bu kitapta yarattığı kahraman Kemal Kayankaya, Dashiell Hammett'in Sam Spade'i ve Raymond Chandler'ın Philip Marlowe'u ile karşılaştırılıyor. Kemal Kayankaya, üçüncü kuşaktan bir Türk; annesi onu doğururken ölmüş, çöpçülük yapan babası bir araba altında kalıp ölünce bir Alman aile tarafından evlat edinilmiş, hüzünlü ve yalnız bir dedektif. Arjouni, romanlarında Alman toplumunun en alt katmanlarında dolaşıyor, ama ne bir öğretmen ne de bir toplumbilimci olarak. Okura kimden yana olması gerektiğini de söylemiyor. Kahkahayla değil, bıyık altından, düşündürerek güldürüyor; Alman toplumunun değişik sorunlarını, bu arada ırkçı eğilimlerini alaycı bir dille işliyor. Arjouni'nin romanlarının mekânı, fahişelerin ve uyuşturucu satıcılarının yaşadığı Frankfurt merkez garı çevresi, kaba gücün yürürlükte olduğu bir dünya. İyi ki Doğdun Türk, yeni Alman sinemasının ünlü kadın yönetmeni Doris Dörrie tarafından sinemaya aktarıldı ve 1992 yılında gösterime girdi.