O zat-ı muhterem, derslerine mutlaka "besmele, hamdele ve salvele" ile başlardı. Dersin başında Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin şu gelecek cümleleriyle takdir buyurduğu salevat-ı şerifeyi okurdu:
"Yazdığın salevat-ı şerife ise, onun hususunda birşeye rastgelmedim. Fakat, ondaki letafet ve nuraniyyet gösteriyor ki; o onun hakkında zikredilen sevaba ve fazilete layıktır."
Ders esnasında Mushaf-ı şerif, Tefsir, Hadis ce Fıkıh kitabı bulundurarak, hadis meali veya fıkıhtan bahisler okur veya okutur ve izahatta bulunurdu. Derslerin başında ekseriyyetle hadis okumasının sebebini ise, "bu sayede Rasul-i Ekrem (asm) başta olmak üzere enbiya ve mürselin (aleyhimüsselam), sehabe-i güzin (radıyallahu anhüm), evliya ve asfiya (kaddesAllahu esrahüm)'ün ruhaniyyetlerinin bu meclisten haberdar ve feyze medar olmalarını temenni etmek" şeklinde ifade ederdi.
O zat-ı muhterem, derslerine mutlaka "besmele, hamdele ve salvele" ile başlardı. Dersin başında Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin şu gelecek cümleleriyle takdir buyurduğu salevat-ı şerifeyi okurdu:
"Yazdığın salevat-ı şerife ise, onun hususunda birşeye rastgelmedim. Fakat, ondaki letafet ve nuraniyyet gösteriyor ki; o onun hakkında zikredilen sevaba ve fazilete layıktır."
Ders esnasında Mushaf-ı şerif, Tefsir, Hadis ce Fıkıh kitabı bulundurarak, hadis meali veya fıkıhtan bahisler okur veya okutur ve izahatta bulunurdu. Derslerin başında ekseriyyetle hadis okumasının sebebini ise, "bu sayede Rasul-i Ekrem (asm) başta olmak üzere enbiya ve mürselin (aleyhimüsselam), sehabe-i güzin (radıyallahu anhüm), evliya ve asfiya (kaddesAllahu esrahüm)'ün ruhaniyyetlerinin bu meclisten haberdar ve feyze medar olmalarını temenni etmek" şeklinde ifade ederdi.