Toplumlar farklı farklı insanlardan oluşur. Toplumların farklı insanlardan oluşması, toplumu var eden olay ve olguların ürünüdür. Savaşlar, göçler ve daha birçok olay toplumların yeniden oluşmasını sağlamıştır. İmparatorluk sonrası bir coğrafyada toplumun çeşitli din, dil ve ırktan oluşması gayet doğaldır. İzmir bu kozmopolit yapının önemli bir parçasıdır.
İzmir tarih boyunca her bakımdan Batı Anadolu'nun en önemli şehirlerinden biri olmuştur. Önemli bir liman kenti olan İzmir'de Rum, Ermeni, Yahudi, Arap ve Müslüman toplumlar bir arada yaşıyordu. Dilleri, dinleri, kültürleri birbirine benzemeyen bu insanların oluşturduğu kozmopolit yapı, aynı zamanda renkli bir sosyal hayat yaratmıştı. Bu renkli yapı içinde anavatanları olan Afrika'dan İzmir'e köle olarak getirilen zenciler de 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yerini alacaktı.
Bu çalışmaya yönelmemizin en önemli nedenlerinden biri Reşat Nuri Güntekin'in Miskinler Tekkesi romanıdır. Romanda geçen Afrikalı Türkler ve onların sosyal yaşamları ilgimizi bir hayli çekti. Projeye başladıktan sonra ilgimiz ve heyecanımız daha da arttı. Gördük ki farklılıklarla dolu olan İzmir'de kültürler ve toplumlar iç içe olduğu kadar birbirlerine bir o kadar yabancı. Önceleri sokakta gördüğümüz, Amerikalı sandığımız zencilerin aslında bir buçuk asır önce buraya getirilmiş ve süreç içinde Türkleşmiş Afrikalılar olduğunu fark ettik. İşte çalışmadaki amacımız üç kuşak önce vatanlarından koparılıp buraya getirilen ve artık “biz“ olan Afrika kökenli Türklerin İzmir'e nasıl ve neden getirildiklerini, sosyal yaşama nasıl adapte olduklarını ve günümüzde toplum tarafından nasıl karşılandıklarını ortaya koymak, kısacası Afrikalı Türklerin dününü ve bugününü tarihsel ve sosyolojik açıdan incelemektir. Bu çalışmaya Özel Ege Lisesinin desteğiyle bir proje olarak başladık. Çalışmadan memnun kalınca, bunu bir kitap haline getirmeye karar verdik.
Konunun seçiminde ve çalışmanın bu duruma getirilmesi sürecinde bizi yönlendiren, eksiklerimizi gidermemizde yararlı katkılarını esirgemeyen öğretmenimiz Serkan Sezgin'e, bizi evlerine konuk eden Ayhan Türkkollu ve ailesine, proje süresince bize her türlü yardımı yapan ve yol gösteren Afrikalılar Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Mustafa Olpak'a ve dernek üyesi Beyhan Türkkollu'ya, ayrıca Bilim Kuruluna ve bizi bilimsel çalışmalara teşvik eden, bu konuda her türlü desteği veren okul yöneticilerimize ve kitabın hazırlanmasında bizi teşvik eden Mehmet Vurucu'ya teşekkür ediyoruz. Bu çalışmada ve kitabın hazırlanmasında sabırlarından dolayı da ailelerimize özel olarak teşekkür etmek istiyoruz.
İlayda Vurucu, İlhan Çamiçi-
Toplumlar farklı farklı insanlardan oluşur. Toplumların farklı insanlardan oluşması, toplumu var eden olay ve olguların ürünüdür. Savaşlar, göçler ve daha birçok olay toplumların yeniden oluşmasını sağlamıştır. İmparatorluk sonrası bir coğrafyada toplumun çeşitli din, dil ve ırktan oluşması gayet doğaldır. İzmir bu kozmopolit yapının önemli bir parçasıdır.
İzmir tarih boyunca her bakımdan Batı Anadolu'nun en önemli şehirlerinden biri olmuştur. Önemli bir liman kenti olan İzmir'de Rum, Ermeni, Yahudi, Arap ve Müslüman toplumlar bir arada yaşıyordu. Dilleri, dinleri, kültürleri birbirine benzemeyen bu insanların oluşturduğu kozmopolit yapı, aynı zamanda renkli bir sosyal hayat yaratmıştı. Bu renkli yapı içinde anavatanları olan Afrika'dan İzmir'e köle olarak getirilen zenciler de 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yerini alacaktı.
Bu çalışmaya yönelmemizin en önemli nedenlerinden biri Reşat Nuri Güntekin'in Miskinler Tekkesi romanıdır. Romanda geçen Afrikalı Türkler ve onların sosyal yaşamları ilgimizi bir hayli çekti. Projeye başladıktan sonra ilgimiz ve heyecanımız daha da arttı. Gördük ki farklılıklarla dolu olan İzmir'de kültürler ve toplumlar iç içe olduğu kadar birbirlerine bir o kadar yabancı. Önceleri sokakta gördüğümüz, Amerikalı sandığımız zencilerin aslında bir buçuk asır önce buraya getirilmiş ve süreç içinde Türkleşmiş Afrikalılar olduğunu fark ettik. İşte çalışmadaki amacımız üç kuşak önce vatanlarından koparılıp buraya getirilen ve artık “biz“ olan Afrika kökenli Türklerin İzmir'e nasıl ve neden getirildiklerini, sosyal yaşama nasıl adapte olduklarını ve günümüzde toplum tarafından nasıl karşılandıklarını ortaya koymak, kısacası Afrikalı Türklerin dününü ve bugününü tarihsel ve sosyolojik açıdan incelemektir. Bu çalışmaya Özel Ege Lisesinin desteğiyle bir proje olarak başladık. Çalışmadan memnun kalınca, bunu bir kitap haline getirmeye karar verdik.
Konunun seçiminde ve çalışmanın bu duruma getirilmesi sürecinde bizi yönlendiren, eksiklerimizi gidermemizde yararlı katkılarını esirgemeyen öğretmenimiz Serkan Sezgin'e, bizi evlerine konuk eden Ayhan Türkkollu ve ailesine, proje süresince bize her türlü yardımı yapan ve yol gösteren Afrikalılar Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Mustafa Olpak'a ve dernek üyesi Beyhan Türkkollu'ya, ayrıca Bilim Kuruluna ve bizi bilimsel çalışmalara teşvik eden, bu konuda her türlü desteği veren okul yöneticilerimize ve kitabın hazırlanmasında bizi teşvik eden Mehmet Vurucu'ya teşekkür ediyoruz. Bu çalışmada ve kitabın hazırlanmasında sabırlarından dolayı da ailelerimize özel olarak teşekkür etmek istiyoruz.
İlayda Vurucu, İlhan Çamiçi-