Bu roman, 13 Ekim 1918 - 9 Eylül 1922 tarihleri arasını, özellikle de Mondros Mütarekesi'nin ardından; ülkemizdeki siyasal, sosyal ve askeri olayları irdeler. Dolayısıyla o süreçteki bazı yanlış bildiklerimizin doğrularını da okuyucusuyla paylaşmaya çalışır. Bu nedenle bu kitabı bilinen doğruların manifestosu adıyla anmak, sanırım daha şık olacaktır. içerik, olaylar halinde sergilenirken; İzmir hikayenin başına oturtulup adeta lokomotif görevi yükümlenir. Bunu yaparken bir öykü anlatım akışını kaybetmediği gibi, romanın terminolojik ve sanatsal ölçülerinden de ödün vermemeye gayret eder.
Bu roman, 13 Ekim 1918 - 9 Eylül 1922 tarihleri arasını, özellikle de Mondros Mütarekesi'nin ardından; ülkemizdeki siyasal, sosyal ve askeri olayları irdeler. Dolayısıyla o süreçteki bazı yanlış bildiklerimizin doğrularını da okuyucusuyla paylaşmaya çalışır. Bu nedenle bu kitabı bilinen doğruların manifestosu adıyla anmak, sanırım daha şık olacaktır. içerik, olaylar halinde sergilenirken; İzmir hikayenin başına oturtulup adeta lokomotif görevi yükümlenir. Bunu yaparken bir öykü anlatım akışını kaybetmediği gibi, romanın terminolojik ve sanatsal ölçülerinden de ödün vermemeye gayret eder.