J. P. Sartre'da Yabancılaşma Fenomeni

Stok Kodu:
9786058682511
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
152
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012-06
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
11,57
9,26
9786058682511
395099
J. P. Sartre'da Yabancılaşma Fenomeni
J. P. Sartre'da Yabancılaşma Fenomeni
9.26

Yabancılaşma sadece felsefeyi değil; aynı zamanda psikoloji, sosyoloji, antropolojiyi ilgilendiren bilgiler-arası bir fenomendir. Varoluşçu filozoflardan J. P. Sartre hareket noktası olan yabancılaşmayı, tek başına değil; diğer kavramlarla birlikte ele almıştır. Sartre'da bireyden yola çıkarak topluma uzanan yabancılaşma söz konusudur, ‘Bulantı' adlı yapıtında bunu şöyle dile getirmektedir: “Şu an ‘ben' derken garip bir boşluk var içimde, nedir ‘ben'? Kendimi eskisi gibi hissedemiyorum, öylesine unutulmuşum. Gerçek olandan bende kalan tek şey, varolduğunu duyuran bir varoluş. Usul usul, uzun uzun esniyorum. Hiç kimse, kimse için yok artık Antoine Roquentin. Pek keyiflendiriyor bu beni. Neyin nesiymiş acep bu Antoine Roquentin? Soyut bir nesne. Bilincimde küçük, olgun bir anı kıpırdanıyor kendimden. Antoine Roquentin...” (Sartre, 1995: 297)

Sartre'ın yabancılaşma fenomeninde “bakış fenomeni” önemli bir yer tutmaktadır. Çünkü algılamak için bakmak gerekir. Bir bakışı algılamak, bakışı dünyadaki nesne olarak algılamak değildir. Bakılmakta olduğumuzun farkında olmaktır. Sartre'a göre bakış göndermedir, yönelmedir. Ona göre diğerinin bakışını bana gösteren utanç ve gururdur. Beni canlı yapan da utanç ve gururdur. Sartre'a göre bu dünyada diğerinin bakışı beni bu dünyadaki varlığımın dışına çıkartır. Başkasının bakışından önce kendisi-için-varlık iken, şimdi kendinde-varlık durumuna düşmüş olurum. Sartre'a göre başkasının bakışı, karşımıza yabancılaşma kavramını çıkarmaktadır.

Yabancılaşma sadece felsefeyi değil; aynı zamanda psikoloji, sosyoloji, antropolojiyi ilgilendiren bilgiler-arası bir fenomendir. Varoluşçu filozoflardan J. P. Sartre hareket noktası olan yabancılaşmayı, tek başına değil; diğer kavramlarla birlikte ele almıştır. Sartre'da bireyden yola çıkarak topluma uzanan yabancılaşma söz konusudur, ‘Bulantı' adlı yapıtında bunu şöyle dile getirmektedir: “Şu an ‘ben' derken garip bir boşluk var içimde, nedir ‘ben'? Kendimi eskisi gibi hissedemiyorum, öylesine unutulmuşum. Gerçek olandan bende kalan tek şey, varolduğunu duyuran bir varoluş. Usul usul, uzun uzun esniyorum. Hiç kimse, kimse için yok artık Antoine Roquentin. Pek keyiflendiriyor bu beni. Neyin nesiymiş acep bu Antoine Roquentin? Soyut bir nesne. Bilincimde küçük, olgun bir anı kıpırdanıyor kendimden. Antoine Roquentin...” (Sartre, 1995: 297)

Sartre'ın yabancılaşma fenomeninde “bakış fenomeni” önemli bir yer tutmaktadır. Çünkü algılamak için bakmak gerekir. Bir bakışı algılamak, bakışı dünyadaki nesne olarak algılamak değildir. Bakılmakta olduğumuzun farkında olmaktır. Sartre'a göre bakış göndermedir, yönelmedir. Ona göre diğerinin bakışını bana gösteren utanç ve gururdur. Beni canlı yapan da utanç ve gururdur. Sartre'a göre bu dünyada diğerinin bakışı beni bu dünyadaki varlığımın dışına çıkartır. Başkasının bakışından önce kendisi-için-varlık iken, şimdi kendinde-varlık durumuna düşmüş olurum. Sartre'a göre başkasının bakışı, karşımıza yabancılaşma kavramını çıkarmaktadır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat