“Enternasyonalizm gözlerimizin önünde yıkılıp giderken, kadın dayanışmasının sağlam duracağına nasıl güveniyorsunuz?”
“Çünkü ailemizi ve ulusumuzu saran ve tamamlayan enternasyonalizm ruhunu ve ulusal sınırlarla hiç ilgisi olmayan bazı evrensel duyguları anlıyoruz.”
Kadınlar başka kadınlardan güç ve ilham alırlar. Kadınlar Hayatlar Dizisinin varlık nedeni, bu. Dünyada yalnız olmadığını fark etmek, bir kadının gelişmesi ve güçlenmesinin en önemli bileşenidir. Tanıdık ya da “tuhaf”, acı çeken, acılarla baş edebilen, korkularının üzerine gidebilen, arzularını ortaya koyabilen kadınların varlıklarını bilmek, hikâyelerini dinlemek, güç ve ilham verir. Çünkü onların varlığı ile bizimki arasında bağlar vardır. Kız kardeşlik, bu bağın adıdır.
Jane Addams, bizden yüz yıl önce yaşamış bir feminist. Sosyal çalışma disiplininin kurucularından; bunu üniversitede değil, Chicago'nun yoksul bir mahallesinde yapacak, hayatının büyük bölümünü burada kurduğu yerleşim evinde geçirecek kadar yürekli. Burada kendisinden ve birbirinden çok farklı düşüncelere sahip insanlarla birlikte çalışabilecek kadar açık fikirli. Savaş zamanı anti militarist olacak kadar bağımsız. “Kendi ruhunu demokrasi ruhuyla bir kılmak arayışı”na girecek kadar naif, bunu başaracak kadar güçlü.
Kız kardeşliğin zamanı ve mekânı aşabilen, bize çok uzaklardan dokunabilen bir bağ olduğunu gösterecek kadar dayanıklı.
“Enternasyonalizm gözlerimizin önünde yıkılıp giderken, kadın dayanışmasının sağlam duracağına nasıl güveniyorsunuz?”
“Çünkü ailemizi ve ulusumuzu saran ve tamamlayan enternasyonalizm ruhunu ve ulusal sınırlarla hiç ilgisi olmayan bazı evrensel duyguları anlıyoruz.”
Kadınlar başka kadınlardan güç ve ilham alırlar. Kadınlar Hayatlar Dizisinin varlık nedeni, bu. Dünyada yalnız olmadığını fark etmek, bir kadının gelişmesi ve güçlenmesinin en önemli bileşenidir. Tanıdık ya da “tuhaf”, acı çeken, acılarla baş edebilen, korkularının üzerine gidebilen, arzularını ortaya koyabilen kadınların varlıklarını bilmek, hikâyelerini dinlemek, güç ve ilham verir. Çünkü onların varlığı ile bizimki arasında bağlar vardır. Kız kardeşlik, bu bağın adıdır.
Jane Addams, bizden yüz yıl önce yaşamış bir feminist. Sosyal çalışma disiplininin kurucularından; bunu üniversitede değil, Chicago'nun yoksul bir mahallesinde yapacak, hayatının büyük bölümünü burada kurduğu yerleşim evinde geçirecek kadar yürekli. Burada kendisinden ve birbirinden çok farklı düşüncelere sahip insanlarla birlikte çalışabilecek kadar açık fikirli. Savaş zamanı anti militarist olacak kadar bağımsız. “Kendi ruhunu demokrasi ruhuyla bir kılmak arayışı”na girecek kadar naif, bunu başaracak kadar güçlü.
Kız kardeşliğin zamanı ve mekânı aşabilen, bize çok uzaklardan dokunabilen bir bağ olduğunu gösterecek kadar dayanıklı.