Güneşli bir gündür
Siyah ve zehirli bir yılanı deliğinden çıkaran.
Krallık tacını koymak onun önüne,
Zehirli iğneyi vermek demek eline.
Ne zaman ki vicdandan sıyrılır güç,
O zaman suistimal edilir büyüklük.
Tevazudur tezcanlı hırsın merdiveni.
Basamaklardan çıkarken yardıma ihtiyaç duyan,
Zirveye ulaştı mı sırt çevirip bulutlara döner yüzünü,
Onu yükselten merdiveni küçümser.
En iyisi onu yumurtadan çıkmak üzere olan
Bir yılan gibi düşünmek.
Tehlike saçmasına izin vermeden,
Kabuğundayken öldürmek.
Julius Caesar
Dümendeki denizkızının çiçekler kadar
Narin elleriyle yumuşacık dokunduğu
İpek palanga salınıyordu avuçlarında.
Gemiden tuhaf, görünmez bir ıtır yayılıyordu
İskelelere, şehir savurmuştu insanlarını
Ona baksınlar diye. Antoniusun meydanda
Bir başına oturduğu tahtında
Islığını savurduğu hava da,
Korkmasaydı tabiatta bir rahne açmaktan,
Kleopatrayı seyre gidecekti.
Antonius ve Kleopatra
Güneşli bir gündür
Siyah ve zehirli bir yılanı deliğinden çıkaran.
Krallık tacını koymak onun önüne,
Zehirli iğneyi vermek demek eline.
Ne zaman ki vicdandan sıyrılır güç,
O zaman suistimal edilir büyüklük.
Tevazudur tezcanlı hırsın merdiveni.
Basamaklardan çıkarken yardıma ihtiyaç duyan,
Zirveye ulaştı mı sırt çevirip bulutlara döner yüzünü,
Onu yükselten merdiveni küçümser.
En iyisi onu yumurtadan çıkmak üzere olan
Bir yılan gibi düşünmek.
Tehlike saçmasına izin vermeden,
Kabuğundayken öldürmek.
Julius Caesar
Dümendeki denizkızının çiçekler kadar
Narin elleriyle yumuşacık dokunduğu
İpek palanga salınıyordu avuçlarında.
Gemiden tuhaf, görünmez bir ıtır yayılıyordu
İskelelere, şehir savurmuştu insanlarını
Ona baksınlar diye. Antoniusun meydanda
Bir başına oturduğu tahtında
Islığını savurduğu hava da,
Korkmasaydı tabiatta bir rahne açmaktan,
Kleopatrayı seyre gidecekti.
Antonius ve Kleopatra