Kabe'nin Oğlu Yiğitler Şahı Hz. İmam Ali'nin Çocukluğu

Stok Kodu:
9786059629034
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
120
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-01
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%22 indirimli
25,00
19,50
9786059629034
383076
Kabe'nin Oğlu
Kabe'nin Oğlu Yiğitler Şahı Hz. İmam Ali'nin Çocukluğu
19.50

Kâ'be'de İmam Ali'yi dünyaya getirdikten sonra Esed kızı Fatıma şöyle dedi:
“Ben bütün geçmiş kadınlardan daha üstünüm. Zira Asya (Asiye), Allah'a tapmaktan korkulan bir yerde Allah'a gizli olarak ibadet etti. İmran'ın kızı Meryem ise elleriyle kurumuş bir hurma ağacını silkeleyerek ondan taze hurma toplayıp yedi. Ancak (Kudüs'teki) Beytül Mukaddes'te doğum sancısı tutunca ona şöyle seslenildi: “Buradan çık, burası ibadet yeridir, doğum yeri değil.” Fakat ben, Allah'ın evine (Kâ'be'ye) girdim. Cennet meyvelerinden ve yapraklarından yedim. Dışarı çıkmak istediğimde bir seslenen şöyle seslendi:

Ey Fatıma! Ona Ali ismini ver. Zira O Ali'dir (yücedir) ve Aliyyül Ala olan yüce Allah buyuruyor ki:
“Ben, O'nun ismini kendi ismimden verdim, O'nu kendi huylarımla huylandırdım ve O'na ilmimin sırrını öğrettim. Putları benim evimde kıracak olan O'dur. Benim evimin üzerinde hak sözü okuyup beni yüceltecek olan O'dur. O'nu sevip emirlerine uyan kimseye ne mutlu, O'na düşman olup emirlerine karşı çıkan kimseye de yazıklar olsun.”

Henüz bir gün önce doğan Ali'yi kucağına alan Hz. Muhammed Mustafa, Esed kızı Fatıma'ya şöyle seslendi:
“Anne, kardeşim Ali'nin beşiğini benim yatağımın başucuna koyar mısın? Benden uzakta olmasını istemiyorum. Onun beşiğini ben sallarım, üstü açılırsa üstünü örterim. Eğer ağlarsa güzel sözlerle uyumasını sağlarım. Ben O'nun üzülmesine izin vermem.”

Kâ'be'de İmam Ali'yi dünyaya getirdikten sonra Esed kızı Fatıma şöyle dedi:
“Ben bütün geçmiş kadınlardan daha üstünüm. Zira Asya (Asiye), Allah'a tapmaktan korkulan bir yerde Allah'a gizli olarak ibadet etti. İmran'ın kızı Meryem ise elleriyle kurumuş bir hurma ağacını silkeleyerek ondan taze hurma toplayıp yedi. Ancak (Kudüs'teki) Beytül Mukaddes'te doğum sancısı tutunca ona şöyle seslenildi: “Buradan çık, burası ibadet yeridir, doğum yeri değil.” Fakat ben, Allah'ın evine (Kâ'be'ye) girdim. Cennet meyvelerinden ve yapraklarından yedim. Dışarı çıkmak istediğimde bir seslenen şöyle seslendi:

Ey Fatıma! Ona Ali ismini ver. Zira O Ali'dir (yücedir) ve Aliyyül Ala olan yüce Allah buyuruyor ki:
“Ben, O'nun ismini kendi ismimden verdim, O'nu kendi huylarımla huylandırdım ve O'na ilmimin sırrını öğrettim. Putları benim evimde kıracak olan O'dur. Benim evimin üzerinde hak sözü okuyup beni yüceltecek olan O'dur. O'nu sevip emirlerine uyan kimseye ne mutlu, O'na düşman olup emirlerine karşı çıkan kimseye de yazıklar olsun.”

Henüz bir gün önce doğan Ali'yi kucağına alan Hz. Muhammed Mustafa, Esed kızı Fatıma'ya şöyle seslendi:
“Anne, kardeşim Ali'nin beşiğini benim yatağımın başucuna koyar mısın? Benden uzakta olmasını istemiyorum. Onun beşiğini ben sallarım, üstü açılırsa üstünü örterim. Eğer ağlarsa güzel sözlerle uyumasını sağlarım. Ben O'nun üzülmesine izin vermem.”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat