Hayat, güçler dengesine dayalı bir mücadeleden ibarettir ve hiçbir zaman tek boyutlu değildir. Yeryüzünde muhalefetsiz, herkesin razı olacağı bir devlet yoktur. Dikta rejimleri de, İslâm Devleti de böyledir. Tüm otoriteler, gücünü pekiştirmek ve otoritesinin devamı için muhaliflerini bertaraf etmek ister. Hak ve bâtıl, iman ve küfür tanımlamaları koyan İslâm için de durum böyledir. İslâm yeryüzünde küfrün varlığına razı olabilir mi? İslâm Devleti, İslâm'ı âleme bir nur ve hidayet olarak taşımaktan vazgeçebilir mi?
Bu anlamda “Medeniyetler İttifakı” denilen BM projesi, Amerikan sömürgeciliğinin küresel hâkimiyetinin sosyopsikolojik boyutlarından bir parçadır. Bir diğer ifadeyle bu, psikolojik haçlı savaşının bir uzantısıdır.
İşte elinizdeki bu eserde medeniyetler ittifakı ve benzeri mefhumların ve bu mefhumlar üzerine oturtulan fasit projelerin hakikatte amacının ne olduğu ve kimlere hizmet ettiği gösterilmeye çalışılmıştır. İlgiyle okuyacağınızı ümit ederiz.
Hayat, güçler dengesine dayalı bir mücadeleden ibarettir ve hiçbir zaman tek boyutlu değildir. Yeryüzünde muhalefetsiz, herkesin razı olacağı bir devlet yoktur. Dikta rejimleri de, İslâm Devleti de böyledir. Tüm otoriteler, gücünü pekiştirmek ve otoritesinin devamı için muhaliflerini bertaraf etmek ister. Hak ve bâtıl, iman ve küfür tanımlamaları koyan İslâm için de durum böyledir. İslâm yeryüzünde küfrün varlığına razı olabilir mi? İslâm Devleti, İslâm'ı âleme bir nur ve hidayet olarak taşımaktan vazgeçebilir mi?
Bu anlamda “Medeniyetler İttifakı” denilen BM projesi, Amerikan sömürgeciliğinin küresel hâkimiyetinin sosyopsikolojik boyutlarından bir parçadır. Bir diğer ifadeyle bu, psikolojik haçlı savaşının bir uzantısıdır.
İşte elinizdeki bu eserde medeniyetler ittifakı ve benzeri mefhumların ve bu mefhumlar üzerine oturtulan fasit projelerin hakikatte amacının ne olduğu ve kimlere hizmet ettiği gösterilmeye çalışılmıştır. İlgiyle okuyacağınızı ümit ederiz.