Kader, dinin anlaşılması en zor konularından birisidir. Çünkü kaderin yasası yoktur. Yasası olsaydı kaderle ilgili her şeyi çok açık, seçik anlardık.
Kaderi doğru anlamak önemlidir. Çünkü kader anlayışı zihin yapımızı etkiler. Günlük yaşamımızda, olaylara bakış açısında, her şey kader demekle hiçbir şey kader değildir demek arasında çok ciddi farklar olacaktır.
Hiç şüphesiz ki kadar, farkında olalım veya olmayalım, yaşamımızın önemli bir parçasıdır. Bu bakımdan günlük yaşamımızda kaderle bağlantı kurulabilecek pek çok konu vardır.
Şayet ömrümüz Kalu Belada, daha biz doğmadan yazılıp çizilmişse, kısaca, kaç sene yaşayacağımız enbaşta belli ise biz ömrümüzü uzatmak için neden sık sık doktora gider, spor yapar, ayrıca da sağlıklı beslenmeye çalışırız?
Ülkemizde altmış sene önceleri hep elli, altmış yaşında ölen insanlar, ne oldu da bugün seksen seneden fazla yaşayabiliyor? Askerlik süresinin uzatıldığı gibi, Kalu Bela'da da ömürler için bazen yeni düzenlemeler mi yapılmaktadır?
Biliriz ki evren ve evrendeki her şey, Allah'ın en başta koyduğu sayısız yasalarla yönetilmektedir. Demek ki, deterministik bir dünyada yaşıyoruz. Evren demek, pek farkında olmasak bile, bir bakıma yasa demektir, yasalar dünyası demektir. Buna dayanarak evrenin kaderini evrenin yasaları belirler, diyebilir miyiz?
Her şey kaderse, her şey alnımızda daha biz doğmadan yazılmışsa, o takdirde bizler yaptığımız kötü şeylerden dolayı suçlu sayılmalı mıyız? Örneğin; Hz. Osman'ı taşlayanlar, “Taşı biz değil, Allah atıyor” diyorsa, onları suçlayabilir miyiz? Bugün böyle bir şey şüphesiz ki kabul edilemez. Böyle bir şeyi kabul edemiyorsak, yaptığımız her eyleme de kader diyemeyiz.
Kader, dinin anlaşılması en zor konularından birisidir. Çünkü kaderin yasası yoktur. Yasası olsaydı kaderle ilgili her şeyi çok açık, seçik anlardık.
Kaderi doğru anlamak önemlidir. Çünkü kader anlayışı zihin yapımızı etkiler. Günlük yaşamımızda, olaylara bakış açısında, her şey kader demekle hiçbir şey kader değildir demek arasında çok ciddi farklar olacaktır.
Hiç şüphesiz ki kadar, farkında olalım veya olmayalım, yaşamımızın önemli bir parçasıdır. Bu bakımdan günlük yaşamımızda kaderle bağlantı kurulabilecek pek çok konu vardır.
Şayet ömrümüz Kalu Belada, daha biz doğmadan yazılıp çizilmişse, kısaca, kaç sene yaşayacağımız enbaşta belli ise biz ömrümüzü uzatmak için neden sık sık doktora gider, spor yapar, ayrıca da sağlıklı beslenmeye çalışırız?
Ülkemizde altmış sene önceleri hep elli, altmış yaşında ölen insanlar, ne oldu da bugün seksen seneden fazla yaşayabiliyor? Askerlik süresinin uzatıldığı gibi, Kalu Bela'da da ömürler için bazen yeni düzenlemeler mi yapılmaktadır?
Biliriz ki evren ve evrendeki her şey, Allah'ın en başta koyduğu sayısız yasalarla yönetilmektedir. Demek ki, deterministik bir dünyada yaşıyoruz. Evren demek, pek farkında olmasak bile, bir bakıma yasa demektir, yasalar dünyası demektir. Buna dayanarak evrenin kaderini evrenin yasaları belirler, diyebilir miyiz?
Her şey kaderse, her şey alnımızda daha biz doğmadan yazılmışsa, o takdirde bizler yaptığımız kötü şeylerden dolayı suçlu sayılmalı mıyız? Örneğin; Hz. Osman'ı taşlayanlar, “Taşı biz değil, Allah atıyor” diyorsa, onları suçlayabilir miyiz? Bugün böyle bir şey şüphesiz ki kabul edilemez. Böyle bir şeyi kabul edemiyorsak, yaptığımız her eyleme de kader diyemeyiz.