Kadın Bedeni ve Özgürleşme

Stok Kodu:
9789944260800
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
206
Basım Yeri:
İzmir
Baskı:
7
Basım Tarihi:
2012-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%15 indirimli
18,52
15,74
9789944260800
492114
Kadın Bedeni ve Özgürleşme
Kadın Bedeni ve Özgürleşme
15.74

"Kadın erkekle aynı dünyayı paylaşmasına rağmen, aynı toplumsal koşulları paylaşamamakta, aynı akla sahipken, aynı özgürlüğü yaşayamamaktadır. Çünkü öncelikle annedir, bir erkeğin eşidir. Yaşamı kendinden başka herkesindir. Yaşamındaki bu çoklu sahiplenme ve karşılamak zorunda kaldığı beklentiler, kadının kendisi üzerine düşünmesini ve kendi istemlerini hayata geçirmesini zorlaştırmaktadır. Ayrıca, erkin toplumsal iradenin dışında tutulduğu için, bugünü ve geleceği şekillendiren süreçlerin denetiminden de mahrum kalmıştır." Diyerek; varolan ama görülmeye, konuşan ama duyulmayan, bedeni kendisinden ziyade, birilerinin namusu ve arzu nesnesi olarak erkek gözüyle, erkek beklentilerine göre biçimlendirilmeye çalışılan kadının verdiği özgürlük mücadelesinin izlerini sürmüştür. Ayrıca, feminist düşünce tarihinde ve kadının özgürleşme arayışında, kadının, ezilmişliğinin, tahakküme sessiz kalışının tarihini kuramsal açıdan inceleyen Simone de Beauvoir'a, çağlarının muhafazakârlığına inat bir dik başlılıkla ideallerini yaşamlarına geçiren Chalotte Perkins Gilman ve Emma Goldman'ın eserlerine, kadın bedeninin erkek kontrolünden bağımsızlaşarak kendi zenginliğini ve çeşitliliğini fark edebilmesinin yollarını tartışan Shulamith Firestone ve Kate Millet'a, Freud ve Lacan'ın feminist eleştirisine, anlam-beden ilişkisini sorgulayarak, dil bilimin nesnesi olan konuşan özneyi tekrar kurma ve kadın yazının görünürlüğü üzerine tartışan Luce İrigaray'a, Helene Cixous'a ve Julia Kristeva'ya yer vermiştir.

"Kadın erkekle aynı dünyayı paylaşmasına rağmen, aynı toplumsal koşulları paylaşamamakta, aynı akla sahipken, aynı özgürlüğü yaşayamamaktadır. Çünkü öncelikle annedir, bir erkeğin eşidir. Yaşamı kendinden başka herkesindir. Yaşamındaki bu çoklu sahiplenme ve karşılamak zorunda kaldığı beklentiler, kadının kendisi üzerine düşünmesini ve kendi istemlerini hayata geçirmesini zorlaştırmaktadır. Ayrıca, erkin toplumsal iradenin dışında tutulduğu için, bugünü ve geleceği şekillendiren süreçlerin denetiminden de mahrum kalmıştır." Diyerek; varolan ama görülmeye, konuşan ama duyulmayan, bedeni kendisinden ziyade, birilerinin namusu ve arzu nesnesi olarak erkek gözüyle, erkek beklentilerine göre biçimlendirilmeye çalışılan kadının verdiği özgürlük mücadelesinin izlerini sürmüştür. Ayrıca, feminist düşünce tarihinde ve kadının özgürleşme arayışında, kadının, ezilmişliğinin, tahakküme sessiz kalışının tarihini kuramsal açıdan inceleyen Simone de Beauvoir'a, çağlarının muhafazakârlığına inat bir dik başlılıkla ideallerini yaşamlarına geçiren Chalotte Perkins Gilman ve Emma Goldman'ın eserlerine, kadın bedeninin erkek kontrolünden bağımsızlaşarak kendi zenginliğini ve çeşitliliğini fark edebilmesinin yollarını tartışan Shulamith Firestone ve Kate Millet'a, Freud ve Lacan'ın feminist eleştirisine, anlam-beden ilişkisini sorgulayarak, dil bilimin nesnesi olan konuşan özneyi tekrar kurma ve kadın yazının görünürlüğü üzerine tartışan Luce İrigaray'a, Helene Cixous'a ve Julia Kristeva'ya yer vermiştir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat