Halkın sesi Hakk'ın sesidir. Bugünleri yönetenler; bugünlerin, yarınların geçmişi olacağını düşünerek, geleceği bağımlılıklara, ipoteklere, öngörüsüzlüklere ve silinmesi gereken izlere mahkûm etmemelidirler. Milletler güçlü akarsular gibi binlerce pınardan, kaynaktan beslenir.
Kendilerini besleyen pınarları ötekileştirerek, ihmal ederek, düşmanlaştırarak, değersizleştirerek, itibarsızlaştırarak, baskılayarak, bağlarını kopararak kurutan milletler, kaynaktan kuruyan akarsular gibi olur. Hareketliliklerini, besleyici, can verici özelliklerini kaybeder.
Milletlerin kendilerine özgü düşünceleri, davranışları ve değerleri vardır. Fiziki varlıklarının yanında potansiyel güçleri, moral değerleri, birlik bağları ve tecrübeden geçmiş kazanımları da korunmaya değer varlıklarıdır.
Afganistan, Irak, Suriye, Lübnan ve Libya örneği, küresel hizbin yeni hedefinin toplumlar olduğunu göstermektedir. Orta Asya, Kafkaslar ve Doğu Avrupa'daki gelişmeleri, halkları merkeze alarak değerlendirmek gerekmektedir.
İhmaller, işbirlikçiler, istismarlar, ihanetler, tahribatlar, gerçeği örtmek, saptırmak, yalanı doğru gibi söylemek, politikalarını kavramsallaştırmak küresel hizbin bilinen metotlarıdır. Bunlara karşı; akıl gözü, sağduyu, öngörü ve bilimsel düşünce, etkili savunma araçlarıdır.
Küresel hegemonyaya karşı Çernişevski'nin ‘'Ne yapmalı, Nasıl yapmalı?'' sorusuna ‘'Nereden Başlamalı?''yı da katmalıyız. “Nereden Başlamalı” ya en güzel cevap eylem adamı, güçlü karakter Roger Graudy'nin sözleridir. ''Benim açımdan dünyanın en büyük günahı umutsuzluktur. İman sahibi olmak, fırtına ve kasırgalara rağmen sabaha erişeceğimize ve günle buluşacağımıza inanmak demektir.''
‘'Nasıl yapmalı, Ne yapmalı ‘'ya da Atatürk'ün herkes tarafından bilinen ‘'Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur'' sözü anlamlı bir cevaptır.
“İyiliğe karşı iyilik her kişi kârı, kötülüğe karşı iyilik er kişi kârı, iyiliğe karşı kötülük şer kişi kârı.'' (Kuşadalı İbrahim Halveti)
Kadim milletimiz şer kişilere karşı her kişilerin daima yanında olmuş er kişilerden oluşur. Milletin zihninde Hz Ömer'in de ifade ettiği ‘'Kim ne derse desin yeter ki Allah kulum desin, kim ne bilirse bilsin yeter ki Allah bilsin.'' düşüncesi binlerce yıldır hâkimdir.
İnsanlık tarihi her ve er kişilerin şer kişilere karşı mücadele tarihidir. Tarih aşırılıkların, zorbalıkların trajik sonları ve örnekleriyle doludur.
İhmaller, istismarlar, ihanetler olmuştur, olacaktır. Hak ile batılın mücadelesinde hak daima batılın beynini parçalar. Hakkaniyeti özümseyen ve gereğini yapan, hakkın durduğu yerde duran bir kişi batılın karşısında bin kişidir. Kadim milletimizin yolu tarih boyunca; ahlak, akıl ve adaletten oluşan hak yolu olmuştur.
Halkın sesi Hakk'ın sesidir. Bugünleri yönetenler; bugünlerin, yarınların geçmişi olacağını düşünerek, geleceği bağımlılıklara, ipoteklere, öngörüsüzlüklere ve silinmesi gereken izlere mahkûm etmemelidirler. Milletler güçlü akarsular gibi binlerce pınardan, kaynaktan beslenir.
Kendilerini besleyen pınarları ötekileştirerek, ihmal ederek, düşmanlaştırarak, değersizleştirerek, itibarsızlaştırarak, baskılayarak, bağlarını kopararak kurutan milletler, kaynaktan kuruyan akarsular gibi olur. Hareketliliklerini, besleyici, can verici özelliklerini kaybeder.
Milletlerin kendilerine özgü düşünceleri, davranışları ve değerleri vardır. Fiziki varlıklarının yanında potansiyel güçleri, moral değerleri, birlik bağları ve tecrübeden geçmiş kazanımları da korunmaya değer varlıklarıdır.
Afganistan, Irak, Suriye, Lübnan ve Libya örneği, küresel hizbin yeni hedefinin toplumlar olduğunu göstermektedir. Orta Asya, Kafkaslar ve Doğu Avrupa'daki gelişmeleri, halkları merkeze alarak değerlendirmek gerekmektedir.
İhmaller, işbirlikçiler, istismarlar, ihanetler, tahribatlar, gerçeği örtmek, saptırmak, yalanı doğru gibi söylemek, politikalarını kavramsallaştırmak küresel hizbin bilinen metotlarıdır. Bunlara karşı; akıl gözü, sağduyu, öngörü ve bilimsel düşünce, etkili savunma araçlarıdır.
Küresel hegemonyaya karşı Çernişevski'nin ‘'Ne yapmalı, Nasıl yapmalı?'' sorusuna ‘'Nereden Başlamalı?''yı da katmalıyız. “Nereden Başlamalı” ya en güzel cevap eylem adamı, güçlü karakter Roger Graudy'nin sözleridir. ''Benim açımdan dünyanın en büyük günahı umutsuzluktur. İman sahibi olmak, fırtına ve kasırgalara rağmen sabaha erişeceğimize ve günle buluşacağımıza inanmak demektir.''
‘'Nasıl yapmalı, Ne yapmalı ‘'ya da Atatürk'ün herkes tarafından bilinen ‘'Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur'' sözü anlamlı bir cevaptır.
“İyiliğe karşı iyilik her kişi kârı, kötülüğe karşı iyilik er kişi kârı, iyiliğe karşı kötülük şer kişi kârı.'' (Kuşadalı İbrahim Halveti)
Kadim milletimiz şer kişilere karşı her kişilerin daima yanında olmuş er kişilerden oluşur. Milletin zihninde Hz Ömer'in de ifade ettiği ‘'Kim ne derse desin yeter ki Allah kulum desin, kim ne bilirse bilsin yeter ki Allah bilsin.'' düşüncesi binlerce yıldır hâkimdir.
İnsanlık tarihi her ve er kişilerin şer kişilere karşı mücadele tarihidir. Tarih aşırılıkların, zorbalıkların trajik sonları ve örnekleriyle doludur.
İhmaller, istismarlar, ihanetler olmuştur, olacaktır. Hak ile batılın mücadelesinde hak daima batılın beynini parçalar. Hakkaniyeti özümseyen ve gereğini yapan, hakkın durduğu yerde duran bir kişi batılın karşısında bin kişidir. Kadim milletimizin yolu tarih boyunca; ahlak, akıl ve adaletten oluşan hak yolu olmuştur.