Geleceği yazabilir misin?
Onlar yazıyordu üstelik birbirleri hakkında hiçbir şey bilmeden. Tek istedikleri özgür bir dünyaydı ve bu her şeydi.
Hala hayatı yüreğiyle kucaklayabilen insanlar vardı. Bu insanların ortak özellikleri umutlu, aşık ve onurlu olmalarıydı. Bu onları illegal yapıyordu toplumda. Çünkü onlar bireysel mutluluğun sahteliğini görmüş herkesle paylaşılan mutluluğun peşine düşmüşlerdi.
Yoksulluğun ve yoksunluğun önlenebileceği bir dünya özgürlük demekti. Bu onları korkutmuyordu. Fakat bu unsurları görmezden gelenler ve arttırmak isteyenler ‘öteki' dediler onlara. Doğada öteki yoktu, görememişlerdi. Onları dışlayarak yok oluşlarını arttırmak istiyorlardı belki de. Her reddediliş, kabul edilmeyi de beraberinde getirdi. Çoğaldılar böylece çıkarsız bir dünya kurmak için.
“Gün ortasında geceyi yazıyordu ihanet. Can dediğim canımı yazıyordu resmi tutanaklara. Kalbime bir çizik atıyor sevgilim. Sanki kanımla yazıyor geleceğini. Unutmam! Yazarım ihanetini isyankar kağıtlara, Unutturmam! Sırtımdan vuruşunu insanıma”
“ Yapmacık gülüşler değil gümbür gümbür yağan sözler, o sözlerin arkasındaki sarılası kalpleri gönderin bana. Sinsi bakışlar değil cüretkâr yüzler saplansın
Geleceği yazabilir misin?
Onlar yazıyordu üstelik birbirleri hakkında hiçbir şey bilmeden. Tek istedikleri özgür bir dünyaydı ve bu her şeydi.
Hala hayatı yüreğiyle kucaklayabilen insanlar vardı. Bu insanların ortak özellikleri umutlu, aşık ve onurlu olmalarıydı. Bu onları illegal yapıyordu toplumda. Çünkü onlar bireysel mutluluğun sahteliğini görmüş herkesle paylaşılan mutluluğun peşine düşmüşlerdi.
Yoksulluğun ve yoksunluğun önlenebileceği bir dünya özgürlük demekti. Bu onları korkutmuyordu. Fakat bu unsurları görmezden gelenler ve arttırmak isteyenler ‘öteki' dediler onlara. Doğada öteki yoktu, görememişlerdi. Onları dışlayarak yok oluşlarını arttırmak istiyorlardı belki de. Her reddediliş, kabul edilmeyi de beraberinde getirdi. Çoğaldılar böylece çıkarsız bir dünya kurmak için.
“Gün ortasında geceyi yazıyordu ihanet. Can dediğim canımı yazıyordu resmi tutanaklara. Kalbime bir çizik atıyor sevgilim. Sanki kanımla yazıyor geleceğini. Unutmam! Yazarım ihanetini isyankar kağıtlara, Unutturmam! Sırtımdan vuruşunu insanıma”
“ Yapmacık gülüşler değil gümbür gümbür yağan sözler, o sözlerin arkasındaki sarılası kalpleri gönderin bana. Sinsi bakışlar değil cüretkâr yüzler saplansın