Kağıttan Mutluluklar

Stok Kodu:
9786055099244
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
338
Basım Yeri:
İstanbul
Basım Tarihi:
2014-11
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%35 indirimli
16,67
10,84
9786055099244
658748
Kağıttan Mutluluklar
Kağıttan Mutluluklar
10.84

Geleceği yazabilir misin?

Onlar yazıyordu üstelik birbirleri hakkında hiçbir şey bilmeden. Tek istedikleri özgür bir dünyaydı ve bu her şeydi.
Hala hayatı yüreğiyle kucaklayabilen insanlar vardı. Bu insanların ortak özellikleri umutlu, aşık ve onurlu olmalarıydı. Bu onları illegal yapıyordu toplumda. Çünkü onlar bireysel mutluluğun sahteliğini görmüş herkesle paylaşılan mutluluğun peşine düşmüşlerdi.

Yoksulluğun ve yoksunluğun önlenebileceği bir dünya özgürlük demekti. Bu onları korkutmuyordu. Fakat bu unsurları görmezden gelenler ve arttırmak isteyenler ‘öteki' dediler onlara. Doğada öteki yoktu, görememişlerdi. Onları dışlayarak yok oluşlarını arttırmak istiyorlardı belki de. Her reddediliş, kabul edilmeyi de beraberinde getirdi. Çoğaldılar böylece çıkarsız bir dünya kurmak için.

“Gün ortasında geceyi yazıyordu ihanet. Can dediğim canımı yazıyordu resmi tutanaklara. Kalbime bir çizik atıyor sevgilim. Sanki kanımla yazıyor geleceğini. Unutmam! Yazarım ihanetini isyankar kağıtlara, Unutturmam! Sırtımdan vuruşunu insanıma”

“ Yapmacık gülüşler değil gümbür gümbür yağan sözler, o sözlerin arkasındaki sarılası kalpleri gönderin bana. Sinsi bakışlar değil cüretkâr yüzler saplansın

Geleceği yazabilir misin?

Onlar yazıyordu üstelik birbirleri hakkında hiçbir şey bilmeden. Tek istedikleri özgür bir dünyaydı ve bu her şeydi.
Hala hayatı yüreğiyle kucaklayabilen insanlar vardı. Bu insanların ortak özellikleri umutlu, aşık ve onurlu olmalarıydı. Bu onları illegal yapıyordu toplumda. Çünkü onlar bireysel mutluluğun sahteliğini görmüş herkesle paylaşılan mutluluğun peşine düşmüşlerdi.

Yoksulluğun ve yoksunluğun önlenebileceği bir dünya özgürlük demekti. Bu onları korkutmuyordu. Fakat bu unsurları görmezden gelenler ve arttırmak isteyenler ‘öteki' dediler onlara. Doğada öteki yoktu, görememişlerdi. Onları dışlayarak yok oluşlarını arttırmak istiyorlardı belki de. Her reddediliş, kabul edilmeyi de beraberinde getirdi. Çoğaldılar böylece çıkarsız bir dünya kurmak için.

“Gün ortasında geceyi yazıyordu ihanet. Can dediğim canımı yazıyordu resmi tutanaklara. Kalbime bir çizik atıyor sevgilim. Sanki kanımla yazıyor geleceğini. Unutmam! Yazarım ihanetini isyankar kağıtlara, Unutturmam! Sırtımdan vuruşunu insanıma”

“ Yapmacık gülüşler değil gümbür gümbür yağan sözler, o sözlerin arkasındaki sarılası kalpleri gönderin bana. Sinsi bakışlar değil cüretkâr yüzler saplansın

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat