Kendimi rüzgarda savrulmuş on bin parçalık puzzle gibi hissediyorum. Paramparça, darmadağın…. Aşk acısı neden benzemiyor başka acılara? Yutkunamıyorum, uyuyamıyorum, nefes alamıyorum. İçimde bir yerler acıyor. İçimde farklı farklı bir çok yer acıyor. Belki de tek bir yerim acıyor ama acısı her zerreme yayılıyor, bilmiyorum.
Büyüdükçe acıyan yerleri bulmak kolay olmuyor. Bazen niye büyüdük ki biz diyorum. Keşke çocuk kalsaydık hep. Keşke yere düşseydik sadece. Acıyan, kanayan yerlerimiz dizlerimiz, ellerimiz, kollarımız olsaydı keşke. Kalbimizin acıması şart mıydı? Ya da hadi acıdı diyelim çocukluğumuzdaki gibi sevdiklerimizin yanına gidip kalbim uf oldu diyebilseydik keşke. Onlar da öpeyim geçsin deselerdi ve tüm acılar öpülünce geçseydi.
Kendimi rüzgarda savrulmuş on bin parçalık puzzle gibi hissediyorum. Paramparça, darmadağın…. Aşk acısı neden benzemiyor başka acılara? Yutkunamıyorum, uyuyamıyorum, nefes alamıyorum. İçimde bir yerler acıyor. İçimde farklı farklı bir çok yer acıyor. Belki de tek bir yerim acıyor ama acısı her zerreme yayılıyor, bilmiyorum.
Büyüdükçe acıyan yerleri bulmak kolay olmuyor. Bazen niye büyüdük ki biz diyorum. Keşke çocuk kalsaydık hep. Keşke yere düşseydik sadece. Acıyan, kanayan yerlerimiz dizlerimiz, ellerimiz, kollarımız olsaydı keşke. Kalbimizin acıması şart mıydı? Ya da hadi acıdı diyelim çocukluğumuzdaki gibi sevdiklerimizin yanına gidip kalbim uf oldu diyebilseydik keşke. Onlar da öpeyim geçsin deselerdi ve tüm acılar öpülünce geçseydi.