“Kişi ve Allah arasındaki ilişkinin merkezi de kalptir. Kalp asla beyin ya da başka bir organla karşılaştırılamaz.
Onun çok daha yüksek bir düzlemdedir yeri. Kalbin önemi, oraya Allah'tan başka hiç kimsenin girememesiyle ölçülmelidir. Allah'tan başka kimse ama hiç kimse insanın kalbinden geçenleri bilemez, oraya giremez. Kişi ile Allah arasındaki bu münasebet müminler bakımından sonsuz mutluluğun, inkârcılar bakımından sonsuz azabın hem dünyada hem de ahirette bir tür anahtarıdır.”
Öteden beri kalbin tek boyutlu ele alınışını radikal bir perspektifle aşındırmayı deneyen Metin Önal Mengüşoğlu, “kalbi selim”, “akletme”, “basiret” “ fıkıh”, “aşk”, “fehmetmek”, “tedebbür”, “marifet”, “fuad” ve daha birçok kavramsal aleti kullanarak hakim kalp tanımları ve alternatif kavramsallaştırmalar ile münakaşaya
giriyor, tartışarak ilerliyor, kalbin marifetlerini göstermeyi deniyor. Bütün bu sözcüklerin, kavramsal içerikleriyle, metaforik işlevleriyle, çağrışımlarıyla geçirdikleri değişimin macerası; Müslümanların tarihine ve yeni bakışlara ışık tutuyor. Deneme ve inceleme türleri arasında salınarak müellifin sadece cevap verebileni değil, aynı zamanda iyi soru sorabileni makbuldür önermesini haklı çıkaran kışkırtıcı sorularıyla birlikte aslında kalbi kavramanın, üzerinde mutabakat varmış gibi görünmesini sağlayan kullanımındaki cömertliğe pabuç bırakmadan, gerçekte pek de kavranmadığını çarpıcı bir biçimde gözler önüne sergiliyor.
Kalbin Marifetleri, bütün beşeri sorumlulukların asli failinin kalp, iyi kötü her işin onun marifeti olduğunu kavrama sürecine bir dizi soru ve cevap ile katkıda bulunuyor.
“Kişi ve Allah arasındaki ilişkinin merkezi de kalptir. Kalp asla beyin ya da başka bir organla karşılaştırılamaz.
Onun çok daha yüksek bir düzlemdedir yeri. Kalbin önemi, oraya Allah'tan başka hiç kimsenin girememesiyle ölçülmelidir. Allah'tan başka kimse ama hiç kimse insanın kalbinden geçenleri bilemez, oraya giremez. Kişi ile Allah arasındaki bu münasebet müminler bakımından sonsuz mutluluğun, inkârcılar bakımından sonsuz azabın hem dünyada hem de ahirette bir tür anahtarıdır.”
Öteden beri kalbin tek boyutlu ele alınışını radikal bir perspektifle aşındırmayı deneyen Metin Önal Mengüşoğlu, “kalbi selim”, “akletme”, “basiret” “ fıkıh”, “aşk”, “fehmetmek”, “tedebbür”, “marifet”, “fuad” ve daha birçok kavramsal aleti kullanarak hakim kalp tanımları ve alternatif kavramsallaştırmalar ile münakaşaya
giriyor, tartışarak ilerliyor, kalbin marifetlerini göstermeyi deniyor. Bütün bu sözcüklerin, kavramsal içerikleriyle, metaforik işlevleriyle, çağrışımlarıyla geçirdikleri değişimin macerası; Müslümanların tarihine ve yeni bakışlara ışık tutuyor. Deneme ve inceleme türleri arasında salınarak müellifin sadece cevap verebileni değil, aynı zamanda iyi soru sorabileni makbuldür önermesini haklı çıkaran kışkırtıcı sorularıyla birlikte aslında kalbi kavramanın, üzerinde mutabakat varmış gibi görünmesini sağlayan kullanımındaki cömertliğe pabuç bırakmadan, gerçekte pek de kavranmadığını çarpıcı bir biçimde gözler önüne sergiliyor.
Kalbin Marifetleri, bütün beşeri sorumlulukların asli failinin kalp, iyi kötü her işin onun marifeti olduğunu kavrama sürecine bir dizi soru ve cevap ile katkıda bulunuyor.