“Ey kâinat! Gözümü her kapattığımda gördüğüm karanlık kadar büyük, istediğimde ise aynada gördüğüm gözbebeğim kadar küçüksün! Seni sen yapan, sana verilen adından başka bir şey değil iken, sende bir kum tanesi olmak ise, ben insana düştü.”
Ne muazzam bir metamorfoz... İlahtan bir zerre olarak yaratılmaktan olsa gerek, kum tanesi ile kendimi kıyasladığımda çıkabildiğim bir labirent.
Şimdi soru şu: Düzene karşı çıkıp kabuğumun altındaki ile yüzleşmek mi yoksa bunu kabullenip münafık kalmak mı?
“Ey kâinat! Gözümü her kapattığımda gördüğüm karanlık kadar büyük, istediğimde ise aynada gördüğüm gözbebeğim kadar küçüksün! Seni sen yapan, sana verilen adından başka bir şey değil iken, sende bir kum tanesi olmak ise, ben insana düştü.”
Ne muazzam bir metamorfoz... İlahtan bir zerre olarak yaratılmaktan olsa gerek, kum tanesi ile kendimi kıyasladığımda çıkabildiğim bir labirent.
Şimdi soru şu: Düzene karşı çıkıp kabuğumun altındaki ile yüzleşmek mi yoksa bunu kabullenip münafık kalmak mı?