Bu kitap, çağımızın bazı temel varsayımlarını sorgulamak amacıyla kaleme alınmıştır. Bu varsayımlar öncelikle insan ve yeryüzündeki konumuyla ilgilidir. Tamamen İslami bakış açısına sadık kalmaya çalışan yazar, bu perspektifini insan fıtratının derinliklerine ve dolayısıyla ezeli hikmete yönlendirmektedir. Modern uygarlığın insana bakışında hemen farkedilen bir tuhaflığın, hatta bir anormalliğin bulunduğu; bu çarpıklığın insan türünün geleceğini hayatı anlamda tehdit ettiği görüşü, aynı bakışla ulaşılmış bir sonuçtur. Ancak yazar İslami açıdan hiçbir anlam ifade etmeyen bir duygusallığa eserini mahkum edip, felaket tellallığına soyunmayı da benimsemiş değildir. Onun bütün yapmak istediği bilgelikle kazanılabilecek bir kavrayış ve duruşun imkanına işaret etmekten ibarettir. Yazara göre bu imkana dinlerin dikey boyutunu yeniden keşfetmekle ulaşılabilir.
Bu kitap, çağımızın bazı temel varsayımlarını sorgulamak amacıyla kaleme alınmıştır. Bu varsayımlar öncelikle insan ve yeryüzündeki konumuyla ilgilidir. Tamamen İslami bakış açısına sadık kalmaya çalışan yazar, bu perspektifini insan fıtratının derinliklerine ve dolayısıyla ezeli hikmete yönlendirmektedir. Modern uygarlığın insana bakışında hemen farkedilen bir tuhaflığın, hatta bir anormalliğin bulunduğu; bu çarpıklığın insan türünün geleceğini hayatı anlamda tehdit ettiği görüşü, aynı bakışla ulaşılmış bir sonuçtur. Ancak yazar İslami açıdan hiçbir anlam ifade etmeyen bir duygusallığa eserini mahkum edip, felaket tellallığına soyunmayı da benimsemiş değildir. Onun bütün yapmak istediği bilgelikle kazanılabilecek bir kavrayış ve duruşun imkanına işaret etmekten ibarettir. Yazara göre bu imkana dinlerin dikey boyutunu yeniden keşfetmekle ulaşılabilir.