Geride bıraktığımız son kırk yıla 'kalkınma çağı denilebilir. Güney, bu süre içinde kalkınma adına Kuzey'e yetişmeye çalıştı, uzmanlar yakın ve uzak köylere üşüştüler, milyonlarca insan ise ücretliler ve tüketiciler haline geldi.
Gelgelelim, 'kalkınma'nın toplumsal-ekonomik bir çabadan çok daha fazla bir şey olduğu artık anlaşılmış bulunmaktadır. Kalkınma, bir gerçeği biçimlendirme anlayışı, toplumları rahatlatan bir efsane, tutkuyu dizginlerinden boşaltan bir görüntüden ibarettir. 'Kalkınma', bu kitapta dünyaya özel bir bakış tarzı olarak incelenmektedir.
Bu öncü derlemede kalkınmanın dünyanın en güzide eleştiricilerinden bazılarının, savaş sonrası dönemde kalkınma konusunda yürütülen tartışmalarda kullanılmış önemli kavramlar hakkındaki fikirleri yer almaktadır. Her bir denemede bir kavram, tarihsel ve antropolojik açıdan ele alınmakta ve bu kavrama ilişkin bireysel önyargılar açıklığa kavuşturulmaktadır. Bu kavramların tarihsel bakımdan eskimişliğini, entelektüel açıdan da kısırlığını ortaya koyan yazarlar, Avrupa merkezli kalkınma fikrine kesin olarak elveda deme çağrısında bulunmaktadırlar. Yazarlar, günümüzde insanlığın önündeki çevresel ve etik sorunlara cesaretle yanıt verebilmek için hem Kuzey'deki hem Güney'deki insanların akıllarını kurtarabilmek için bunun acilen gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtmektedirler.
Bu makaleler, kalkınma konusunda çalışan uzmanların, halk hareketlerinin ve bu konunun öğrencilerinin konuya, öncekinden farklı bir açıdan bakmalarını sağlayacaktır. Kalkınma fikrinin kültürel tarihi konusunda buradakinden daha fazla bilgi edinmek isteyenler için her makalenin sonuna açıklamalı bibliyografyalar eklenmiştir.
Geride bıraktığımız son kırk yıla 'kalkınma çağı denilebilir. Güney, bu süre içinde kalkınma adına Kuzey'e yetişmeye çalıştı, uzmanlar yakın ve uzak köylere üşüştüler, milyonlarca insan ise ücretliler ve tüketiciler haline geldi.
Gelgelelim, 'kalkınma'nın toplumsal-ekonomik bir çabadan çok daha fazla bir şey olduğu artık anlaşılmış bulunmaktadır. Kalkınma, bir gerçeği biçimlendirme anlayışı, toplumları rahatlatan bir efsane, tutkuyu dizginlerinden boşaltan bir görüntüden ibarettir. 'Kalkınma', bu kitapta dünyaya özel bir bakış tarzı olarak incelenmektedir.
Bu öncü derlemede kalkınmanın dünyanın en güzide eleştiricilerinden bazılarının, savaş sonrası dönemde kalkınma konusunda yürütülen tartışmalarda kullanılmış önemli kavramlar hakkındaki fikirleri yer almaktadır. Her bir denemede bir kavram, tarihsel ve antropolojik açıdan ele alınmakta ve bu kavrama ilişkin bireysel önyargılar açıklığa kavuşturulmaktadır. Bu kavramların tarihsel bakımdan eskimişliğini, entelektüel açıdan da kısırlığını ortaya koyan yazarlar, Avrupa merkezli kalkınma fikrine kesin olarak elveda deme çağrısında bulunmaktadırlar. Yazarlar, günümüzde insanlığın önündeki çevresel ve etik sorunlara cesaretle yanıt verebilmek için hem Kuzey'deki hem Güney'deki insanların akıllarını kurtarabilmek için bunun acilen gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtmektedirler.
Bu makaleler, kalkınma konusunda çalışan uzmanların, halk hareketlerinin ve bu konunun öğrencilerinin konuya, öncekinden farklı bir açıdan bakmalarını sağlayacaktır. Kalkınma fikrinin kültürel tarihi konusunda buradakinden daha fazla bilgi edinmek isteyenler için her makalenin sonuna açıklamalı bibliyografyalar eklenmiştir.