Gün gelir, başkalarının acıları yetmez olur insanlara; işte o andan sonra sadece gösteridir bekledikleri.
“Amelie Nothomb, günümüz toplumunun içinde bulunduğu psişik durumu derinlemesine anlatıyor.
- Le Soir
“Dünyada en fazla okunan Fransız yazarlarından biri olan Amelie Nothomb'dan, “reality show“ların ışığında televizyonların barbarlığını anlatan acımasız ve tahrik edici bir masal.“
- Le Monde
Yepyeni bir reality show başlıyor ekranda. Katılımcıların tamamı bushow'a kendi istekleri dışında seçilerek alınıyorlar. Show'un geçtiği mekân bir ölüm kampı dekorunda. Zorunlu oyuncular, yani mahkûmlar, gardiyanları tarafından ve kameralar önünde hakaretlere maruz kalacak, aşağılanacak, işkence görecek, sonuna kadar eğlendireceklerdir izleyiciyi!.. Elenme ise, yine izleyenlerin oylarıyla ölüme gönderilmek olacaktır. Böyle bir son, dışarıda tartışmaları alevlendirir. Kim daha suçludur; prodüktörler mi, kamp bekçileri mi, seyirciler mi yoksa yetkililer mi?.. Tüm televizyon çağının en büyük başarısı olan bu aşağılayıcı gösteriye son vermek için ordunun müdahalesi gerekecektir belki de. Biraz abartılı da olsa, günümüz“reality show“ çılgınlığının yakın bir gelecekte böyle bir vahşete dönüşmeyeceğini kim bilebilir?.. Amélie Nothomb'un yeni romanı Kameraya Gülümse, televizyon kanallarında gerçekleştirilen bu tür programların halkın üzerindeki etkisini olduğu kadar halkın ya da izleyicinin bu tür programlar üzerindeki etkisini sorgulayan bir roman. Nothomb, Kameraya Gülümse ile “kara kutu“yu açıyor.
Gün gelir, başkalarının acıları yetmez olur insanlara; işte o andan sonra sadece gösteridir bekledikleri.
“Amelie Nothomb, günümüz toplumunun içinde bulunduğu psişik durumu derinlemesine anlatıyor.
- Le Soir
“Dünyada en fazla okunan Fransız yazarlarından biri olan Amelie Nothomb'dan, “reality show“ların ışığında televizyonların barbarlığını anlatan acımasız ve tahrik edici bir masal.“
- Le Monde
Yepyeni bir reality show başlıyor ekranda. Katılımcıların tamamı bushow'a kendi istekleri dışında seçilerek alınıyorlar. Show'un geçtiği mekân bir ölüm kampı dekorunda. Zorunlu oyuncular, yani mahkûmlar, gardiyanları tarafından ve kameralar önünde hakaretlere maruz kalacak, aşağılanacak, işkence görecek, sonuna kadar eğlendireceklerdir izleyiciyi!.. Elenme ise, yine izleyenlerin oylarıyla ölüme gönderilmek olacaktır. Böyle bir son, dışarıda tartışmaları alevlendirir. Kim daha suçludur; prodüktörler mi, kamp bekçileri mi, seyirciler mi yoksa yetkililer mi?.. Tüm televizyon çağının en büyük başarısı olan bu aşağılayıcı gösteriye son vermek için ordunun müdahalesi gerekecektir belki de. Biraz abartılı da olsa, günümüz“reality show“ çılgınlığının yakın bir gelecekte böyle bir vahşete dönüşmeyeceğini kim bilebilir?.. Amélie Nothomb'un yeni romanı Kameraya Gülümse, televizyon kanallarında gerçekleştirilen bu tür programların halkın üzerindeki etkisini olduğu kadar halkın ya da izleyicinin bu tür programlar üzerindeki etkisini sorgulayan bir roman. Nothomb, Kameraya Gülümse ile “kara kutu“yu açıyor.