Kamuran Sürgün Günlerinde Aşk

Stok Kodu:
9786051752648
Boyut:
13.50x21.50
Sayfa Sayısı:
215
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-05
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%25 indirimli
25,00
18,75
9786051752648
690823
Kamuran
Kamuran Sürgün Günlerinde Aşk
18.75

Göçler, sürgünler ve savaşlar… Dünya altüst olurken insanların bu değişimden etkilenmemesi mümkün mü? Kamuran ve Ahmet arasındaki aşk da seviştikleri gecenin sabahında ülkeyi içine alan bu kırılmalarla yaralanır. Ahmet çok uzak bir ülkeye sığınır. Kamuran, aylarca haber alamaz sevdiğinden.

Kalabalığın arasında beklerken, kaybolan bir rüyanın peşine düştüğü duygusunu ne kadar silmeye çalışsa da Heathrow Havalimanına adım attığı, yabancılaşmayı, ötekileşmeyi, ölüm ile yaşam arasındaki o kısacık anı yaşarken duyduğu tedirginliği yeniden hisseder. Yabancı bir ülkede, dilini bilmediği insanlar arasında yapayalnız, gelen ve gidenlerin arasında beklerken gazeteciyi düşünür. Masanın üzerine serili fotoğrafları…

Katliamın olanca korkunçluğu, iğrençliği, vahşiliği masanın üzerinden taşar, odayı, binayı, sokakları, caddeleri ve şehri kaplar. Ülke sınırlarından dünyaya yayılır. Gül… Masum küçük kız. Hangi nefret, hangi öç alma isteği, hangi korku insanı bu kadar zalim yapabilir?

Katliamlardan, kıyımlardan, yoksulluklardan kaçarak gelinen ülke özgürlükler ülkesi midir? Aşkları bir katliamın, ırkçı bir yok etmenin yaşattığı travmaların aralarına ördüğü duvarı yıkacak kadar güçlü değil midir?

Göçler, sürgünler ve savaşlar… Dünya altüst olurken insanların bu değişimden etkilenmemesi mümkün mü? Kamuran ve Ahmet arasındaki aşk da seviştikleri gecenin sabahında ülkeyi içine alan bu kırılmalarla yaralanır. Ahmet çok uzak bir ülkeye sığınır. Kamuran, aylarca haber alamaz sevdiğinden.

Kalabalığın arasında beklerken, kaybolan bir rüyanın peşine düştüğü duygusunu ne kadar silmeye çalışsa da Heathrow Havalimanına adım attığı, yabancılaşmayı, ötekileşmeyi, ölüm ile yaşam arasındaki o kısacık anı yaşarken duyduğu tedirginliği yeniden hisseder. Yabancı bir ülkede, dilini bilmediği insanlar arasında yapayalnız, gelen ve gidenlerin arasında beklerken gazeteciyi düşünür. Masanın üzerine serili fotoğrafları…

Katliamın olanca korkunçluğu, iğrençliği, vahşiliği masanın üzerinden taşar, odayı, binayı, sokakları, caddeleri ve şehri kaplar. Ülke sınırlarından dünyaya yayılır. Gül… Masum küçük kız. Hangi nefret, hangi öç alma isteği, hangi korku insanı bu kadar zalim yapabilir?

Katliamlardan, kıyımlardan, yoksulluklardan kaçarak gelinen ülke özgürlükler ülkesi midir? Aşkları bir katliamın, ırkçı bir yok etmenin yaşattığı travmaların aralarına ördüğü duvarı yıkacak kadar güçlü değil midir?

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat