"Pardon efendim, orası karakol değil midir?" "Evet, ne istiyorsunuz?" "Merkez memuru bey orada mıdır? Kendisine bir şey söylemek istiyorum. Oturduğum köşkte müthiş bir cinayet işlendi. Bir kadın öldürdüler. Hemen gelmeli, meseleye el koymalısınız." İstanbul halkı bir sabah, iki ayrı cinayet haberi ile uyanır. Biri Tarabya'daki İngiliz Köşkü'nde, diğeri Anadolu Hisarı'nda işlenen iki cinayette de aynı yöntemler kullanılmıştır. Maktullerin avuçlarına bırakılan "Numara Bir", "Numara İki" kayıtları ve alınlarındaki kan damlası, cinayetlerin devamının geleceğine işarettir...
"Pardon efendim, orası karakol değil midir?" "Evet, ne istiyorsunuz?" "Merkez memuru bey orada mıdır? Kendisine bir şey söylemek istiyorum. Oturduğum köşkte müthiş bir cinayet işlendi. Bir kadın öldürdüler. Hemen gelmeli, meseleye el koymalısınız." İstanbul halkı bir sabah, iki ayrı cinayet haberi ile uyanır. Biri Tarabya'daki İngiliz Köşkü'nde, diğeri Anadolu Hisarı'nda işlenen iki cinayette de aynı yöntemler kullanılmıştır. Maktullerin avuçlarına bırakılan "Numara Bir", "Numara İki" kayıtları ve alınlarındaki kan damlası, cinayetlerin devamının geleceğine işarettir...