1934 yılı ağustos ayının sonlarıydı. Sabahın saat 10'u.
Çırçır katibi Topal Nuri, "Çırçır Dairesi"nin basıldıkça gıcırdıyan, tahtaları çürük merdivenini ağır ağır indi, merdivenin sağındaki odasına girecekken durdu, avluyu gözden geçirdi. Çukurova güneşinin korkunç sarı sıcağı her yanı kavramış, ortalık alabildiğine yanıyor, karşı koza mağazasının duvar kovuklarına ince belli, sarılı siyahlı it arıları girip çıkıyordu.
1934 yılı ağustos ayının sonlarıydı. Sabahın saat 10'u.
Çırçır katibi Topal Nuri, "Çırçır Dairesi"nin basıldıkça gıcırdıyan, tahtaları çürük merdivenini ağır ağır indi, merdivenin sağındaki odasına girecekken durdu, avluyu gözden geçirdi. Çukurova güneşinin korkunç sarı sıcağı her yanı kavramış, ortalık alabildiğine yanıyor, karşı koza mağazasının duvar kovuklarına ince belli, sarılı siyahlı it arıları girip çıkıyordu.