Aynaya baktı,
Güzel olan ne varsa yanaklarından akıyordu..
Tutamadı,
Avuç içlerine sığmadı bir türlü kırılganlığı..
O, o kadar küçüktü işte. Bir o kadar da masum..
Ama yine de cesaretliydi..
Hep en hafifini, en meşrebini seçti kelimelerin.
Ne dese, ne söylese hissettikleri karşısında az kalırdı çünkü
Avazı çıktığı kadar küfretmeliydi..
O, o kadar yalnızdı ki
Ne kadar sevse iflah olmazdı teni..
Küçüktü bir kere, güvercinler gibiydi yüreği
Dokunsan duracaktı, bıraksan gitmeye meyilli..
Hayatı boyunca ip üzerinde bir türlü yürümeyi beceremeyen bir cambazdı o,
İpleri dolandı bir gün bacaklarına,
İşte o gün bu gündür,
Hangi ağır lafı hangi cümleye satacağını,
Dünyanın neresine sokup rahatlayacağını şaşırdı.
Yani
Küfretmeyi de beceremedi,
Güzel cümleler türetip kafiyesine denk hayatların içinde ölmeyi de...
Aynaya baktı,
Güzel olan ne varsa yanaklarından akıyordu..
Tutamadı,
Avuç içlerine sığmadı bir türlü kırılganlığı..
O, o kadar küçüktü işte. Bir o kadar da masum..
Ama yine de cesaretliydi..
Hep en hafifini, en meşrebini seçti kelimelerin.
Ne dese, ne söylese hissettikleri karşısında az kalırdı çünkü
Avazı çıktığı kadar küfretmeliydi..
O, o kadar yalnızdı ki
Ne kadar sevse iflah olmazdı teni..
Küçüktü bir kere, güvercinler gibiydi yüreği
Dokunsan duracaktı, bıraksan gitmeye meyilli..
Hayatı boyunca ip üzerinde bir türlü yürümeyi beceremeyen bir cambazdı o,
İpleri dolandı bir gün bacaklarına,
İşte o gün bu gündür,
Hangi ağır lafı hangi cümleye satacağını,
Dünyanın neresine sokup rahatlayacağını şaşırdı.
Yani
Küfretmeyi de beceremedi,
Güzel cümleler türetip kafiyesine denk hayatların içinde ölmeyi de...