Kapitalizmin kıskacında Kent ve Emek başlıklı bu kitap, günümüz kentleşme ve emek süreçlerinde, küresel pazara üretim yapan ve tedarikçi-taşeron ağları üzeriden örgütlenen üretken sermayenin yeni/yenilenen mekânlarını, onların yer seçim kararlarının kentler ve işçi sınıfının üzerindeki etkilerini Gebze bölgesi örneği üzerinden irdelemektedir.
Türkiye'de tedarikçi ilişkilerinin giderek yaygınlaştığı Gebze bölgesinin inceleme konusu olarak seçilmesinin nedeni, bölgede küreselleşme süreci ile birlikte yaşanan hızlı ve kontrolsüz sanayileşme sonucunda, giderek daha fazla açığa çıkan göç ve kentleşme sorunlarıdır. Bunun yanında sanayi yerleşmesinde yaşanan saçaklanmanın yarattığı mekânın fiziksel kullanımıyla bağlantılı problemler ile çevre ve insan sağlığı ile ilgili gündemler de Gebze bölgesinin seçiminde rol oynamıştır.
Gebze bölgesi, günümüzde küresel rekabet açısından bir cazibe merkezi haline getirilmiştir. Ancak bu cazibe merkezi, kuralsız, güvencesiz bir çalışma yaşamı, sağlıksız ve denetimsiz bir yapı üzerinden şekillenmektedir. Bölgenin bu denli cazibe merkezi haline gelmesi, kamu erkinin teşviki ile bölgedeki aşırı sanayi yüklemesine karşın yeni sanayi yerleşimlerini bölgeye çağırmaktadır.
Bu kitapta, küresel değer zincirlerinin mimarisi üzerinden şekillenen sanayileşme politikalarının, Türkiye açısından pek de fazla görünmek istenmeyen, etkileri irdelenmiş, aşırı sanayileşme olgusu ile kentleşme ve emek süreçleri birlikte ele alınarak, insan sağlığı, konut kalitesi, sağlıklı yaşanabilir bir çevre, çalışma yaşamı gibi değişkenler tanımlanmıştır. Bu çaba sanayileşme olgusunu fetişleştiren algılamanın ötesinde insanı ve eko-sistemi temel alan başka bir algılamanın açığa çıkartılması açısından önemli bir katkı özelliği taşımaktadır.
Kapitalizmin kıskacında Kent ve Emek başlıklı bu kitap, günümüz kentleşme ve emek süreçlerinde, küresel pazara üretim yapan ve tedarikçi-taşeron ağları üzeriden örgütlenen üretken sermayenin yeni/yenilenen mekânlarını, onların yer seçim kararlarının kentler ve işçi sınıfının üzerindeki etkilerini Gebze bölgesi örneği üzerinden irdelemektedir.
Türkiye'de tedarikçi ilişkilerinin giderek yaygınlaştığı Gebze bölgesinin inceleme konusu olarak seçilmesinin nedeni, bölgede küreselleşme süreci ile birlikte yaşanan hızlı ve kontrolsüz sanayileşme sonucunda, giderek daha fazla açığa çıkan göç ve kentleşme sorunlarıdır. Bunun yanında sanayi yerleşmesinde yaşanan saçaklanmanın yarattığı mekânın fiziksel kullanımıyla bağlantılı problemler ile çevre ve insan sağlığı ile ilgili gündemler de Gebze bölgesinin seçiminde rol oynamıştır.
Gebze bölgesi, günümüzde küresel rekabet açısından bir cazibe merkezi haline getirilmiştir. Ancak bu cazibe merkezi, kuralsız, güvencesiz bir çalışma yaşamı, sağlıksız ve denetimsiz bir yapı üzerinden şekillenmektedir. Bölgenin bu denli cazibe merkezi haline gelmesi, kamu erkinin teşviki ile bölgedeki aşırı sanayi yüklemesine karşın yeni sanayi yerleşimlerini bölgeye çağırmaktadır.
Bu kitapta, küresel değer zincirlerinin mimarisi üzerinden şekillenen sanayileşme politikalarının, Türkiye açısından pek de fazla görünmek istenmeyen, etkileri irdelenmiş, aşırı sanayileşme olgusu ile kentleşme ve emek süreçleri birlikte ele alınarak, insan sağlığı, konut kalitesi, sağlıklı yaşanabilir bir çevre, çalışma yaşamı gibi değişkenler tanımlanmıştır. Bu çaba sanayileşme olgusunu fetişleştiren algılamanın ötesinde insanı ve eko-sistemi temel alan başka bir algılamanın açığa çıkartılması açısından önemli bir katkı özelliği taşımaktadır.