“…Yaser,
bir kez daha
derin nefes aldı;
Odaya ait eski kokuları
almak istiyordu sadece...
Deponun tam ortasında
ayaklarından asılı duran
çıplak bir kadın vardı.
Kollarının ikisine de damar yolu açılıp
serum borusu takılmıştı.
Yerden yarım metre yukarıda bulunan vücudundan,
serum boruları sayesinde bütün kan akmıştı.
Yere değen sarı saçlarının yarısı,
kan ile kızıla boyanmış ve katılaşmış haldeydi.
Maktul, açık tene sahip olmalı;
Çok beyazlamıştı!
Yaser kızın dirseklerine bakarak,
“Öldürülmeden önce tamamıyla temizlenmiş!” diye düşündü.
Kadının suratına bakınca
bir anlık şaşkınlıkla geriye doğru sendeledi…”
“…Yaser,
bir kez daha
derin nefes aldı;
Odaya ait eski kokuları
almak istiyordu sadece...
Deponun tam ortasında
ayaklarından asılı duran
çıplak bir kadın vardı.
Kollarının ikisine de damar yolu açılıp
serum borusu takılmıştı.
Yerden yarım metre yukarıda bulunan vücudundan,
serum boruları sayesinde bütün kan akmıştı.
Yere değen sarı saçlarının yarısı,
kan ile kızıla boyanmış ve katılaşmış haldeydi.
Maktul, açık tene sahip olmalı;
Çok beyazlamıştı!
Yaser kızın dirseklerine bakarak,
“Öldürülmeden önce tamamıyla temizlenmiş!” diye düşündü.
Kadının suratına bakınca
bir anlık şaşkınlıkla geriye doğru sendeledi…”