“Eşim birçok kez kedinin beyaz tüylerini göstermişti. Bu beyaz tüyler kediyi bir zamanlar vahşice katlettiğim hayvandan ayıran en net özelliğiydi. Başta dikkatimi çekmemişti. Lakin zamanla bu tüyler gözümde belirli bir şekle bürünmeye başladı. Bu figür, tüylerimi diken diken eden, beni nefrete boğan, korkudan deliye döndüren, olmaya yeltendiğim canavardan kurtulmak istememe sebep o korkunç şey; bir darağacıydı!”
Aslından, dilimize özenle çevrilen bu kitapta Edgar Allan Poe'nun beş öyküsü okuyucusuyla buluşuyor.
“Eşim birçok kez kedinin beyaz tüylerini göstermişti. Bu beyaz tüyler kediyi bir zamanlar vahşice katlettiğim hayvandan ayıran en net özelliğiydi. Başta dikkatimi çekmemişti. Lakin zamanla bu tüyler gözümde belirli bir şekle bürünmeye başladı. Bu figür, tüylerimi diken diken eden, beni nefrete boğan, korkudan deliye döndüren, olmaya yeltendiğim canavardan kurtulmak istememe sebep o korkunç şey; bir darağacıydı!”
Aslından, dilimize özenle çevrilen bu kitapta Edgar Allan Poe'nun beş öyküsü okuyucusuyla buluşuyor.