Ahmet Rasim yurdun toplumsal hafızasını işlediği “Amuca'nınKöşesi”nde, “başka türlü” bir yaşamın mümkünlüğünü sorgulatır.
Siyasetten kültüre gözlemlerinin keşfedileceği kitap; tekil, türdeş, tek-tipçi, köktenci anlatılara karşı direnir. Tartışma ve çözülmeler dönemindehiçbirkamplaşmada yer almayan yazar için her şeyden önce insan ve onun hikâyesi önemlidir. Derdi, yazına ve yaşamlara dairdir. Anadolu'yu kasıp kavuransavaşların, yitimlerin ve medeniyet buhranlarının ortasında çatlatır taşı. Yeşerir böylece dört yapraklı yonca. Kabuk değiştirmenin sancılarındangündelik yaşama, yediden yetmişe herkesin kendinden bir şeyler bulacağı muhaverede, bazen ağıtlardan gelme buruk; bazense türküler kadar sevdalıyaşayışları örer. Mora az turuncu, der, maviye biraz pembe, karaya daha beyaz. Büyür böylece manzara; çeşitlenir. Ben ve senden “bizi” çıkarır, takipeder, büyütür.
Ahmet Rasim yurdun toplumsal hafızasını işlediği “Amuca'nınKöşesi”nde, “başka türlü” bir yaşamın mümkünlüğünü sorgulatır.
Siyasetten kültüre gözlemlerinin keşfedileceği kitap; tekil, türdeş, tek-tipçi, köktenci anlatılara karşı direnir. Tartışma ve çözülmeler dönemindehiçbirkamplaşmada yer almayan yazar için her şeyden önce insan ve onun hikâyesi önemlidir. Derdi, yazına ve yaşamlara dairdir. Anadolu'yu kasıp kavuransavaşların, yitimlerin ve medeniyet buhranlarının ortasında çatlatır taşı. Yeşerir böylece dört yapraklı yonca. Kabuk değiştirmenin sancılarındangündelik yaşama, yediden yetmişe herkesin kendinden bir şeyler bulacağı muhaverede, bazen ağıtlardan gelme buruk; bazense türküler kadar sevdalıyaşayışları örer. Mora az turuncu, der, maviye biraz pembe, karaya daha beyaz. Büyür böylece manzara; çeşitlenir. Ben ve senden “bizi” çıkarır, takipeder, büyütür.