Karanlığı Söndür Baba

Stok Kodu:
9786056442025
Boyut:
14.00x19.50
Sayfa Sayısı:
159
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%22 indirimli
25,00
19,50
9786056442025
641730
Karanlığı Söndür Baba
Karanlığı Söndür Baba
19.50

En güzel anlatıcı doğadır. Susarak anlatır kendini, kimse çiceğin gürültüsüyle açtığını duymaz. Kelebeğin kozadan çıktığını... An gelir... Çicek açar, kelebek uçar. Kozadaki kelebeğin, daldaki tomurcuğun kimseye danıştığı duyulmamıştır. Kelebeğin konduğu hangi dal, hangi çicek yakınmıştır ki?

Kalkıp gitmeyi de, konup göçmeyi de bilmeli insan, ağırlık yapmadan... Hangi parmakta uğurböceği sonsuza dek kalıyor ki... Hep ona uç uç diyoruz... Çalan gonca kulak vermeli insan zamanı gelince haa!.. Yoksa, gelsin diye yoluna bakanlar, gitsin diye gözüne bakar... Gözüne gözüne, gözünün ta içine... içine... Zamanı gelince gitmeyi de görebilmeli insan, gözünün içine bakılmadan. Gitmek vazgeçmektir bir şeylerde, vazgeçmeyi de bilmeli insan... Vaz geçmek zordur elbet vakti saati geldiğinde... İşte o zaman "Haydi Bana Eyvallah" Demeli kimseye danışmadan... Hangi yaprak danışıyor ki dalına? Kurutuyor kendini, sonra haydi bana eyvallah...!

Hay benim muhacir ruhum... Kendine göçen ruhum, kendinden göçen ruhum, yer yüzünde yer yok mu sana?..."

Her izde, iz bırakanı tanımlayan bir yaşanmışlık vardır.

Işıklı bir iz bırakmak yolunda, bende iz bırakanlara minnet ve saygılarımla...

En güzel anlatıcı doğadır. Susarak anlatır kendini, kimse çiceğin gürültüsüyle açtığını duymaz. Kelebeğin kozadan çıktığını... An gelir... Çicek açar, kelebek uçar. Kozadaki kelebeğin, daldaki tomurcuğun kimseye danıştığı duyulmamıştır. Kelebeğin konduğu hangi dal, hangi çicek yakınmıştır ki?

Kalkıp gitmeyi de, konup göçmeyi de bilmeli insan, ağırlık yapmadan... Hangi parmakta uğurböceği sonsuza dek kalıyor ki... Hep ona uç uç diyoruz... Çalan gonca kulak vermeli insan zamanı gelince haa!.. Yoksa, gelsin diye yoluna bakanlar, gitsin diye gözüne bakar... Gözüne gözüne, gözünün ta içine... içine... Zamanı gelince gitmeyi de görebilmeli insan, gözünün içine bakılmadan. Gitmek vazgeçmektir bir şeylerde, vazgeçmeyi de bilmeli insan... Vaz geçmek zordur elbet vakti saati geldiğinde... İşte o zaman "Haydi Bana Eyvallah" Demeli kimseye danışmadan... Hangi yaprak danışıyor ki dalına? Kurutuyor kendini, sonra haydi bana eyvallah...!

Hay benim muhacir ruhum... Kendine göçen ruhum, kendinden göçen ruhum, yer yüzünde yer yok mu sana?..."

Her izde, iz bırakanı tanımlayan bir yaşanmışlık vardır.

Işıklı bir iz bırakmak yolunda, bende iz bırakanlara minnet ve saygılarımla...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat