Sınıf Arkadaşları. Roman kahramanı Süleyman'ın birinci sınıfta başlayan öğrenciliğinden yola çıkar. İlk Dünya Savaşı'yla başlayan toplum yoksunluklarımızı yaşar, Kayseri Lisesi edebiyat öğretmenliğine atandığı noktada bu yaşamın arkasını bekleriz. Roman, yıl yıl gerçeklerle yürümekte, yaşam doğruluklarına yaslandığı için gerekli belgeler değeri taşımaktadır.”
Rauf Mutluay
“Birinci Dünya Savaşı ve Mütareke yılları İstanbul'unun orta halli aileler için dahi çetin hayatından sert kesitler veren romanın adı, arada ayrı bölümler halinde Süleyman'ın on üç sınıf arkadaşının hayatlarını da anlatmasından geliyor. Süleyman'ın Kayseri'deki hayatı, yazarın Havada Bulut Yok (1951) isimli ikinci romanına konu olmuştur.”
Behçet Necatigil
“Cevdet Kudret'in olayları ve kişileri verişteki başarısına dil ve anlatımını da eklemek gerekir. İlk romanında kullandığı yalın ve temiz Türkçesi, genellikle kısa cümleli anlatımı öbür iki romanında da görülür. Karşılıklı konuşmalarda genellikle üç kelimeyi aşmayan cümleler, kimi zaman tek kelimeye kadar inmekte. Konuşmalarda ve anlatımdaki bu özellik romanlarına çekicilik vermektedir.”
Olcay Önertoy
Sınıf Arkadaşları. Roman kahramanı Süleyman'ın birinci sınıfta başlayan öğrenciliğinden yola çıkar. İlk Dünya Savaşı'yla başlayan toplum yoksunluklarımızı yaşar, Kayseri Lisesi edebiyat öğretmenliğine atandığı noktada bu yaşamın arkasını bekleriz. Roman, yıl yıl gerçeklerle yürümekte, yaşam doğruluklarına yaslandığı için gerekli belgeler değeri taşımaktadır.”
Rauf Mutluay
“Birinci Dünya Savaşı ve Mütareke yılları İstanbul'unun orta halli aileler için dahi çetin hayatından sert kesitler veren romanın adı, arada ayrı bölümler halinde Süleyman'ın on üç sınıf arkadaşının hayatlarını da anlatmasından geliyor. Süleyman'ın Kayseri'deki hayatı, yazarın Havada Bulut Yok (1951) isimli ikinci romanına konu olmuştur.”
Behçet Necatigil
“Cevdet Kudret'in olayları ve kişileri verişteki başarısına dil ve anlatımını da eklemek gerekir. İlk romanında kullandığı yalın ve temiz Türkçesi, genellikle kısa cümleli anlatımı öbür iki romanında da görülür. Karşılıklı konuşmalarda genellikle üç kelimeyi aşmayan cümleler, kimi zaman tek kelimeye kadar inmekte. Konuşmalarda ve anlatımdaki bu özellik romanlarına çekicilik vermektedir.”
Olcay Önertoy