"İkiyüzlü ve kötü dünya bütün karakterleri ikiyüzlüce ve kötü algılıyor. Bunca karalayıcımdan ve yılan dilli düşmanımdan kim beni ikinci sınıf bir tiyatroda birinci aşık rolünü oynamaya içten eğilimli olmakla kınadı? Oysa gerçek budur. Alçakların mizah yeteneği olsaydı, 'üretim ve değişim ilişkilrini' bir yana ve beni senin ayaklarında öbür yana resmederlerdi... Ama onlar aptal alçaklardır ve aptal kalacaklardır, yüzyıllardan yüzyıllara...
Kendimi gene insan olarak duyuyorum, çünkü tutkuluyum. Öğretimin ve modern eğitimin bizi içine karıştırdığı çeşitlilik ve nesnel ve öznel bütün etkileri bize ters eleştirten kuşkuculuk, bize yalnızca her şeyi küçük ve önemsiz ve sıkıcı, belirsiz kılmak için yaratılmıştır. Ama aşki Feuerbach'sal insana, Moleschott'sal madde değişimine, proletaryaya duyulan aşk değil, tersine, sevgiliye, özellikle sana duyulan aşk, insanı yeniden insan yapıyor."
Evet, Marx'ın aptal ve alçak düşmanları değil ama, kendisinden daha "Marksist" olan dostları için yazıldı ve yayınlandı bu kitap. "Aşk, nerden gelirse gelsin..." diyebilece; Karl ile Jenny'nin öyküsünü, "hoş, ama biraz fazla romantik", "sevimli, ama biraz eski kafalı" olarak değerlendiriyorsa, bunu söylemekten ve aşkı dolu dolu yaşamaktan çekinmeyecek olan, komünizmin yeni insanının önündeki "sol" barikatı aşmak için bir adım olsun diye...
"İkiyüzlü ve kötü dünya bütün karakterleri ikiyüzlüce ve kötü algılıyor. Bunca karalayıcımdan ve yılan dilli düşmanımdan kim beni ikinci sınıf bir tiyatroda birinci aşık rolünü oynamaya içten eğilimli olmakla kınadı? Oysa gerçek budur. Alçakların mizah yeteneği olsaydı, 'üretim ve değişim ilişkilrini' bir yana ve beni senin ayaklarında öbür yana resmederlerdi... Ama onlar aptal alçaklardır ve aptal kalacaklardır, yüzyıllardan yüzyıllara...
Kendimi gene insan olarak duyuyorum, çünkü tutkuluyum. Öğretimin ve modern eğitimin bizi içine karıştırdığı çeşitlilik ve nesnel ve öznel bütün etkileri bize ters eleştirten kuşkuculuk, bize yalnızca her şeyi küçük ve önemsiz ve sıkıcı, belirsiz kılmak için yaratılmıştır. Ama aşki Feuerbach'sal insana, Moleschott'sal madde değişimine, proletaryaya duyulan aşk değil, tersine, sevgiliye, özellikle sana duyulan aşk, insanı yeniden insan yapıyor."
Evet, Marx'ın aptal ve alçak düşmanları değil ama, kendisinden daha "Marksist" olan dostları için yazıldı ve yayınlandı bu kitap. "Aşk, nerden gelirse gelsin..." diyebilece; Karl ile Jenny'nin öyküsünü, "hoş, ama biraz fazla romantik", "sevimli, ama biraz eski kafalı" olarak değerlendiriyorsa, bunu söylemekten ve aşkı dolu dolu yaşamaktan çekinmeyecek olan, komünizmin yeni insanının önündeki "sol" barikatı aşmak için bir adım olsun diye...