Gönülleri envâr-ı muhabbetin sağanakları ile bîkarar ettikten sonra gene lutf edip dilleri, sâhil-i temkînde tutan
Cenâb-ı Hakk'a hamd ü senâ ederim. Mevcûdâtın zikirleri ve nefesleri adedince salât ü selâm Peygamberimiz,
Efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafa -sallallahu aleyhi ve sellem- ve bilcümle peygamberânın; âlinin, ashâbının,
Allah'ın rahmet ve berekâtı yolunca gidenlerin üzerine olsun.Kasîde-i Bürde, gerek mevzûu gerekse edebî kıymeti
itibariyle Kur'an dili ile yazılmış dünya şaheserlerinin ön saflarında yer alır. İlhâmât-ı Rabbânî ile kaleme alındığı
muhakkak olan bu eserin, ilim ve irfân ehline arz olunduğu günden itibaren pek çok okunduğu, hattta ezber edildiği,
pek çok dillere terceme ve şerhlerinin yapıldığı muhakkaktır.Hicret-i Nebeviyyenin 1400. yılının arefesinde ve 1400. yılı
münâsebeti ile taraf-ı fakîranemden neslimiz gençliğine bir armağan olması ümîdi ile hazırlanmış bulunan bu tercemenin,
tercemedeki muvaffakiyyet bakımından uzun uzadıya bir iddiâsı yoktur. Hele edebî bir eserin nazmen, aynı vezin,
mana ve ahenk içinde tercemesi müşkil işlerdendir
Gönülleri envâr-ı muhabbetin sağanakları ile bîkarar ettikten sonra gene lutf edip dilleri, sâhil-i temkînde tutan
Cenâb-ı Hakk'a hamd ü senâ ederim. Mevcûdâtın zikirleri ve nefesleri adedince salât ü selâm Peygamberimiz,
Efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafa -sallallahu aleyhi ve sellem- ve bilcümle peygamberânın; âlinin, ashâbının,
Allah'ın rahmet ve berekâtı yolunca gidenlerin üzerine olsun.Kasîde-i Bürde, gerek mevzûu gerekse edebî kıymeti
itibariyle Kur'an dili ile yazılmış dünya şaheserlerinin ön saflarında yer alır. İlhâmât-ı Rabbânî ile kaleme alındığı
muhakkak olan bu eserin, ilim ve irfân ehline arz olunduğu günden itibaren pek çok okunduğu, hattta ezber edildiği,
pek çok dillere terceme ve şerhlerinin yapıldığı muhakkaktır.Hicret-i Nebeviyyenin 1400. yılının arefesinde ve 1400. yılı
münâsebeti ile taraf-ı fakîranemden neslimiz gençliğine bir armağan olması ümîdi ile hazırlanmış bulunan bu tercemenin,
tercemedeki muvaffakiyyet bakımından uzun uzadıya bir iddiâsı yoktur. Hele edebî bir eserin nazmen, aynı vezin,
mana ve ahenk içinde tercemesi müşkil işlerdendir