Osmanlı Tarihi ile ilgili olarak dile getirilen görüşlerden biri de Osmanlıların, özellikle klasik döneminde hayranlık uyandırıcı askeri ve siyasi başarılarının etkisi ile üstünlük duygusuna kapıldıkları biçimindedir. Bu yüzden en önemli rakibi ve yayılma alanı olan Batı dünyasına tepeden ve küçümseyerek baktıkları daha da önemlisi içe kapalı bir devlet ve toplum haline dönüserek o dönemde Batı'da ortaya çıkan uygarlık gelişmelerini göremedikleri, anlayamadıkları ve takip edemedikleri ileri sürülür.
İşte son dönem araştırmacılarınca 17.yy'da yaşamış ünlü Osmanlı bilgini Katip Çelebi'ye atfedilen İrşadü'l Hayara ila Tarihi'l-Yunan ve r-Rum ve'n-Nasara adlı risale söz konusu sorun bakımından dikkate alınması gereken önemli nadir kaynaklardan biridir. Yazarı tarafından bizzat batılı kaynaklardan yararlanılarak oluşturulduğu söylenen bu eser 17. yüzyıla gelindiğinde Osmanlıların Batı dünyasını nasıl algıladıklarını, onların bu Batı algısının boyutlarının ve derinliğinin ne olduğunu ortaya çıkarmak bakımından çok önemlidir. Bu önemli eserin çeviri yazısını ve sadeleştirmesini bir değerlendirme ile birlikte Katıp Çelebi'nin Yunan Roma ve Hıristiyanlık Tarihi Hakkında Risalesi adıyla okuyucuya sunuyoruz.
Osmanlı Tarihi ile ilgili olarak dile getirilen görüşlerden biri de Osmanlıların, özellikle klasik döneminde hayranlık uyandırıcı askeri ve siyasi başarılarının etkisi ile üstünlük duygusuna kapıldıkları biçimindedir. Bu yüzden en önemli rakibi ve yayılma alanı olan Batı dünyasına tepeden ve küçümseyerek baktıkları daha da önemlisi içe kapalı bir devlet ve toplum haline dönüserek o dönemde Batı'da ortaya çıkan uygarlık gelişmelerini göremedikleri, anlayamadıkları ve takip edemedikleri ileri sürülür.
İşte son dönem araştırmacılarınca 17.yy'da yaşamış ünlü Osmanlı bilgini Katip Çelebi'ye atfedilen İrşadü'l Hayara ila Tarihi'l-Yunan ve r-Rum ve'n-Nasara adlı risale söz konusu sorun bakımından dikkate alınması gereken önemli nadir kaynaklardan biridir. Yazarı tarafından bizzat batılı kaynaklardan yararlanılarak oluşturulduğu söylenen bu eser 17. yüzyıla gelindiğinde Osmanlıların Batı dünyasını nasıl algıladıklarını, onların bu Batı algısının boyutlarının ve derinliğinin ne olduğunu ortaya çıkarmak bakımından çok önemlidir. Bu önemli eserin çeviri yazısını ve sadeleştirmesini bir değerlendirme ile birlikte Katıp Çelebi'nin Yunan Roma ve Hıristiyanlık Tarihi Hakkında Risalesi adıyla okuyucuya sunuyoruz.