"... Emekli müdür, üç ay sonra ilaç yazdırmak için hastaneye uğradı. Dr. Cemal'in kapısı önünde eski kargaşa yoktu. Sukünetle içeri giriliyor, tebessümle dışarı çıkılıyordu.
Emektar memur, kapı aralığından baktı. Dr. Cemal'in göbeğindeki, yüzündeki şişkinlik vücudunun en az üçte birini yitirmişti. Senelerden beri kapısında duran çit gibi zayıf odacıya sordu. 'Ne olmuş bu adama? Çok zayıflamış, hasta mı oldu?'
Muhatabını göz süzgecinden geçiren kapıcı; 'O hastalanmadı, annesi hastalandı. Çok kötü bir hastalıkmış, kanserden de betermiş. Efendi, iki aydan beri Çapa ile Cerrahpaşa Tıp Fakülteleri arasında mekik dokuyor, hocaların kapısında per perişan oldu. Anlayacağın uykudan uyandı, aklı başına geldi. Cep telefonu aldı. isteyen onu evden, cepten, her yerden arayabilir.'
'Öyle mi? Desene seninki kavanozdan çıktı..."
"... Emekli müdür, üç ay sonra ilaç yazdırmak için hastaneye uğradı. Dr. Cemal'in kapısı önünde eski kargaşa yoktu. Sukünetle içeri giriliyor, tebessümle dışarı çıkılıyordu.
Emektar memur, kapı aralığından baktı. Dr. Cemal'in göbeğindeki, yüzündeki şişkinlik vücudunun en az üçte birini yitirmişti. Senelerden beri kapısında duran çit gibi zayıf odacıya sordu. 'Ne olmuş bu adama? Çok zayıflamış, hasta mı oldu?'
Muhatabını göz süzgecinden geçiren kapıcı; 'O hastalanmadı, annesi hastalandı. Çok kötü bir hastalıkmış, kanserden de betermiş. Efendi, iki aydan beri Çapa ile Cerrahpaşa Tıp Fakülteleri arasında mekik dokuyor, hocaların kapısında per perişan oldu. Anlayacağın uykudan uyandı, aklı başına geldi. Cep telefonu aldı. isteyen onu evden, cepten, her yerden arayabilir.'
'Öyle mi? Desene seninki kavanozdan çıktı..."