Bu araştırmanın amacı, elit düzeyde kış sporlarıyla ilgilenen Alp Disiplini; Kayak, Snowboard ve Kayaklı Koşu dallarından kayak sporcularında kişilik özellikler psikolojik beceri ve algılanan stres arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Bu çalışmanın evrenini 2017-2018 sezonunda kış sporları Türkiye Şampiyonasına katılan sporcular, örneklemini ise 274 sporcu oluşturmaktadır. Anketler, 2018 yılı Mart ayı içinde yapılan Kayaklı Koşu, Alp Disiplini ve Snowboard Türkiye Şampiyonalarına katılan sporculara teknik toplantıda gerekli bilgiler verilerek doldurtulmuştur. Araştırmada kullanılan soru formu dört bölümden ve toplam 92 sorudan oluşmaktadır. Birinci bölümde katılımcıların demografik özellikleri, ikinci bölümde Bacanlı ve arkadaşlırı (2009) tarafından geliştirilen kişilik envanteri, üçüncü bölümde Smith ve arkadaşlarının 1995 yılında geliştirdikleri ve 28 ifadeden oluşan psikolojik beceri ölçeği, dördüncü bölümde ise Eskin ve arkadaşlarının 2013 yılında Cohen ve diğerlerinin (1983) çalışmasından Türkçe'ye uyarladıkları 14 ifadeden oluşan stres ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizi için SPSS 20.0 paket programından faydalanılmıştır. Değişkenler arasındaki ilşiki incelenirken ortalamaları alınmış ve korelasyon analizi, demografik özelliklerin belirlenmesinde frekans analizi, cinsiyete ve medeni duruma göre t-testi, çalışılan zaman, yaş ve gelir düzeyine göre tek yönlü varyans analizi (Anova) ve son olarak farklılığın hangi gruplardan kaynaklandığını bulmak için Tukey testi uygulanmıştır. Yapılan analizlerde önem düzeyi p=0.05 olarak kabul edilmiştir. Araştırma verileri incelendiğinde; korelasyon analizi sonuçlarına göre psikolojik beceri türlerinden güven ve başarı motivasyonu ile baskı altında iyi performans göstermenin stresi azalttığı, nevrotizmin ise stresi artırdığı tespit edilmiştir. Ayrıca nevrotizmin, psikolojik becerilerin birçoğu ile olumsuz ve anlamlı ilişkileri tespit edilirken, yumuşak başlılık, dışa dönüklük, deneyimlere açıklık ve sorumluluğun çoğu psikolojik beceri türünü olumlu ve anlamlı olarak etkilediği görülmüştür.
Bu araştırmanın amacı, elit düzeyde kış sporlarıyla ilgilenen Alp Disiplini; Kayak, Snowboard ve Kayaklı Koşu dallarından kayak sporcularında kişilik özellikler psikolojik beceri ve algılanan stres arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Bu çalışmanın evrenini 2017-2018 sezonunda kış sporları Türkiye Şampiyonasına katılan sporcular, örneklemini ise 274 sporcu oluşturmaktadır. Anketler, 2018 yılı Mart ayı içinde yapılan Kayaklı Koşu, Alp Disiplini ve Snowboard Türkiye Şampiyonalarına katılan sporculara teknik toplantıda gerekli bilgiler verilerek doldurtulmuştur. Araştırmada kullanılan soru formu dört bölümden ve toplam 92 sorudan oluşmaktadır. Birinci bölümde katılımcıların demografik özellikleri, ikinci bölümde Bacanlı ve arkadaşlırı (2009) tarafından geliştirilen kişilik envanteri, üçüncü bölümde Smith ve arkadaşlarının 1995 yılında geliştirdikleri ve 28 ifadeden oluşan psikolojik beceri ölçeği, dördüncü bölümde ise Eskin ve arkadaşlarının 2013 yılında Cohen ve diğerlerinin (1983) çalışmasından Türkçe'ye uyarladıkları 14 ifadeden oluşan stres ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizi için SPSS 20.0 paket programından faydalanılmıştır. Değişkenler arasındaki ilşiki incelenirken ortalamaları alınmış ve korelasyon analizi, demografik özelliklerin belirlenmesinde frekans analizi, cinsiyete ve medeni duruma göre t-testi, çalışılan zaman, yaş ve gelir düzeyine göre tek yönlü varyans analizi (Anova) ve son olarak farklılığın hangi gruplardan kaynaklandığını bulmak için Tukey testi uygulanmıştır. Yapılan analizlerde önem düzeyi p=0.05 olarak kabul edilmiştir. Araştırma verileri incelendiğinde; korelasyon analizi sonuçlarına göre psikolojik beceri türlerinden güven ve başarı motivasyonu ile baskı altında iyi performans göstermenin stresi azalttığı, nevrotizmin ise stresi artırdığı tespit edilmiştir. Ayrıca nevrotizmin, psikolojik becerilerin birçoğu ile olumsuz ve anlamlı ilişkileri tespit edilirken, yumuşak başlılık, dışa dönüklük, deneyimlere açıklık ve sorumluluğun çoğu psikolojik beceri türünü olumlu ve anlamlı olarak etkilediği görülmüştür.