1. kitap
paşaların kavgası
“inkılap hareketlerimiz”
elinizdeki bu kitapta türk yakın tarihinin en çapraşık dönemi karabekir paşa'nın kalemiyle ele alınıyor. resmi tarihe yer yer ters düşen bu hatıralar yakın tarihimizin iyi anlaşılması için büyük kazançtır. tarihin hafızası hiç bir zaman unutkanlıkları bağışlamamıştır. bu kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman yakın tarih tablosunun son çizgisinin çizilmiş olduğunu göreceksiniz.
2. kitap
istiklal harbimizin esasları
“paşa'nın yakılan kitabı”
kazım karabekir paşa'nın ‘istiklal harbimizin esasları' isimli eseri ile ilgili paşa'nın damadı prof. faruk özerengin şunları anlatıyor… “1933 yılında, bir gazetede istiklal harbi öncülerini hedef alan ve milli mücadele tarihini okuyucuya yanlış anlatan yayınlar üzerine paşa hakikatları ortaya koymak için gazeteye bazı belgeler göndermişti. bunlardan bir kısmı yayınlandı. daha sonra bazı nedenlerle bu yayın durdurularak yalan yanlış, yayınlar neşredilmeye devam edildi. bunun üzerine paşa, istiklal harbi'nin esaslarını konu alan bu özet kitabı hazırlayarak matbaaya verdi. akabinde matbaa polis tarafından basılarak, basılmış olan 3000 adet kitap formaları toplatıldı ve kireç ocaklarında yakıldı.” işte şuan elinizde tuttuğunuz bu eser, paşa'nın yakılan kitabıdır.
3. kitap
paşaların hesaplaşması
“istiklal harbine neden girdik, nasıl girdik, nasıl idare ettik?”
kazım karabekir paşa diyor ki, “istiklal savaşı'nı yapmak fikrini ilk önce ortaya koyan bendim. bunun siyasi ve askeri planlarını yapan da bendim. ilk önce, 29.11.1918 tarihinde istanbul zeyrek'te, süleymaniye camisi'ne bakan ağabeyimin evinin bahçesinde, bu meseleyi ismet bey'e (inönü) açtım ve uzun uzun tartıştık. birlikte osmanlı kabinesi'ne girmek düşüncesinde olan mustafa kemal paşa'ya da (atatürk) 11.01.1919 tarihinde, doğuya hareketim sırasında, şişli'deki evinde istiklal savaşı yapmak gereğini ve planımı bildirerek anadolu'ya gelmesini teklif ettim. onunla da uzun tartışmalar yaptık.” bu önemli konular henüz yayınlanmadı… belgeleri ile birlikte ilk defa bütün bu gerçekler bu kitapla gün yüzüne çıkıyor.
4. kitap
bir düello bir suikast
“her şeyi ben yaptım yanlışı”
1933 yılının mayıs ayında, o zamanki milliyet gazetesi%27nde, "millici" imzası ile istiklal harbi ile ilgili bir yazı serisi yayımlanmaya başlar. gün geçtikçe, bu yazılarda istiklal harbi komutanlarının hizmetlerinin küçültülmeye çalışıldığı göze çarpar. nihayet bir gün "davaya sadakat böyle mi olur?" başlıklı yazı ile doğu cephesi komutanı kazım karabekir paşa%27nın kurtuluş savaşı%27na taraftar olmadığı anlatılmaya çalışılır. hakikatin tam tersi olan bu kasıtlı yazıların düzeltilmesi için, karabekir paşa gazeteye bir mektup gönderir. fakat gazete iddialarını daha da şiddetlendirir ve tarihi hakikatleri değiştirmeye çalışarak yazılarına devam edince, karabekir paşa hatanın düzeltilmesi için bazı belgeleri göndermeye başlar; gazete bunlara cevap vermeye çalışır. fakat sonunda belgelerin açıklamaları karşısında, kasten yapılan hatayı düzeltmektense, paşa%27nın gönderdiği son belgeyi ve cevabı yayınlamaz. bunun üzerine paşa, "istiklal harbimizin esasları" adı ile hazırladığı bir kitabı sinan matbaası'nda bastırmaya başlar, ancak son iki forma daha baskıya verilmeden matbaa polis tarafından aranır, bütün kitaplar toplanır ve o gece yeşilköy yolundaki bir kireç ocağında yakılır. bununla da kalmaz, hemen ardından 4 haziran 1933%27te sabaha karşı saat dörtte erenköy%27deki köşk de aranır ve 96 adet dosya alınarak götürülür. bu kitapta paşa, gazete ile olan münakaşaları, baskın gecesindeki ve sonraki olayları, kendisine yapılmak istenen suikasti anlatmaktadır.
5. kitap
kürt meselesi
“iki halkı çarpıştıran haindir”
kazım karabekir paşa, kürt meselesi için şöyle diyor: ‘bizi parçalayarak yutmak isteyen dış kuvvetler, kürtlük akımını da öteden beri yayıyorlardı. düşmanlarımız büyük ermenistan'ı kurmaya çalışıyor. buralarda ise en ziyade kürt kardeşlerimiz oturmaktadırlar. kürt istiklali diye çalışanlar düşmanlarımızdır. maksatları kürtleri bizden ayırdıktan sonra ermenistan yapmaktır. kürtleri mahvedeceklerdir. bunun için türk ve kürt kardeşler bu felakete meydan vermeyiniz. kürtlük istiklaline matuf fakat muvaffakiyetini kolaylaştırmak için işe dini mahiyet verilmişti. bütün istiklal harbi boyunca sükunetini temin ettiğim kürtlük feci bir sona gidiyordu.' paşa'nın isyanlarla ilgili görüşleri, kürtler hakkındaki düşünceleri, kürt aşiretleri ve liderleri hakkındaki gizli raporlar, paşa'nın chp'deki kürtler ile ilgili mücadeleleri bu kitap ile gün yüzüne çıkıyor.
6. kitap
hayatım
kazım karabekir paşa'nın eserleri, her ne kadar kendi hatıraları olsa da yazılış ve hazırlanış şekliyle paşa'nın olayların içinde bulunması ve tarihi bir misyonu olması münasebetiyle eserleri birer tarih hazinesidir. dün okunuyordu, bugün de okunuyor, yarın da okunacak. cumhuriyet tarihimizin kuruluş yıllarını bilmek isteyenler hiç bir zaman bu eserleri ellerinden bırakamayacaklar. karabekir paşa'nın şuan elinizde tuttuğunuz bu eseri bütün eserlerinin öncesi, yani paşa'nın çocukluk döneminden başlayıp, gençlik dönemiyle devam eden, ittihat ve terakki cemiyeti isimli eserine gelene kadar ki dönemi anlattığı bölümüdür. bir tarihin başlangıcını, bir büyük insanın doğuşunu, eserlerinden istifade ettiğiniz kazım karabekir paşa'nın çocukluk ve gençliğini ‘hayatım' da okuyacaksınız. karabekir paşa şunları söylemektedir; “herkesin hayatı, mükemmel bir tarih parçasıdır. hele çocukların ibret alacağı güzel bir kitaptır. şahsının ehemmiyetine göre böyle bir kitap bütün vatan evlatlarının da istifade edebileceği hakiki bir rehber olabilir. ne idik, ne olduk? mutlaka bilinmelidir.”
7. kitap
ittihat ve terakki cemiyeti
“1896-1909”
osmanlı imparatorluğu'nun çözülüşünün son yılları ve ittihat ve terakki cemiyetinin doğuşu, teşkilatlanması, padişaha yapılan suikast girişimi... balkanlardaki karışıklıklar, isyanlar, çete ve komitecilerle mücadeleler, çarpışmalar... abdülhamit'i devirerek istibdat idaresini kaldırmak ve meşrutiyeti ilan etmek gayesiyle kurulan, sonradan adını ittihat ve terakki olarak değiştiren gizli osmanlı hürriyet cemiyeti'nin kuruluşu, selanik, manastır ve çevresinde teşkilatlanması, gizli tahlif merasimleri... karabekir paşa ittihat terakki cemiyeti için şunları söylemektedir; “ittihat ve terakki cemiyeti, tarihimizin her zaman için iftihar edeceği bir teşekküldü. onu sarsan, solduran; kendi tarihi adıyla ittihat ve terakki, fırkacılık hayatına atılması ve kendi kendini aşındırması olmuştur. cemiyetin bir uzvu sıfatıyla, onun bu vaziyete düşmemesi için, ben çok uğraştım; fakat cemiyetin bünyesine yapışan tufeyliler, hazıra konmak için o eski feragat sahibi başları, nabız tutmak sanatıyla hırs ve istibdat çukuruna sürüklediler.” kazım karabekir paşa'nın kaleminden ittihat ve terakki cemiyeti'nin kuruluş evresi ve faaliyetleri...
8. kitap
ermenilerin yaptığı soykırım
“1917-1920 arasında erzincan'dan erivan'a ermeni mezalimi”
sinsi ve acımasız yöntemlerle, dünyanın tüm zenginliklerine hakim olma arzusundaki egemen güçlerin tehdit ve baskıları altındayız. yüzyılımıza damgasını vuran bu yeni dünya düzeni'nde, türkiye'nin büyük öneme sahip ülkelerden biri olduğunu bütün dünya biliyor. peki, bu egemen güçlerin, tarihimizden esinlenerek kendi lehlerine kaşıdıkları ve ruhumuzu kanattıkları yalan-dolanlarını ne kadar ve ne ölçüde dünyaya duyurabiliyoruz. gerçek suçluların katliamlarını tozlu raflardan çıkarıp da neden hala kendimizi bu uydurma suçluluk kompleksinden kurtaramıyoruz. herkes de biliyor ki, artık tüm dünya ülkelerine zorla kabul ettirilme noktasına gelen bu ermeni soykırımı iddiaları tamamen yalan. bu yalan, yalnız egemen güçlerin soğuk işgallerinin bir parçası. buna en güzel cevabı verecek kişi de; bu uluslararası komplonun oyununa gelen, katledildiklerini iddia ettikleri yakın tarihimizde rusların ve avrupa'nın itelemesiyle asıl kanlı işgali gerçekleştiren, sözde masum ama yıllarca huzur içinde topraklarımızda barındırdığımız bir kısım ermenilerin bir zamanlar korkulu rüyası olan kazım karabekir... o, bu kitapta belgelerini fotoğraflarıyla konuşturuyor ve diyor ki: “türkler kesiyor, öldürüyor diye şayialar çıkıyor; ben size beyan ederim ki, bu doğru değildir!”
9. kitap
milli mücadele'de ittihat ve terakki erkanıve enver paşa
enver paşa, harb-i umumi'den mağlup çıkılması üzerine berlin'e kaçnıak zorunda kalmıştı. buradan rusya'ya geçen paşa moskova'da ingiliz emperyalizmine karşı birlikte mücadele etmek için sovyet devlet adamları ile görüşerek onlardan anadolu hareketine silah yardımı yapmalarını istedi. rusya'nın desteğiyle kurulan islam ihtilal cemiyetleri ittihadı adlı cemiyetin başına geçerek anadolu'da şubeler aç nı ak istedi ve 1920 eylül'ünde gerçekleşen doğu halkları kongresi%27ne katıldı. bir ara berlin'e döndüyse de fazla kalmayarak yine moskova'ya geldi ve ankara hükümetinin temsilcisi ile görüşmeler yaptı. mustafa kemal paşa'ya bir mektup yazarak hakkındaki söylentileri ve anadolu hareketinin başına geçeceği iddialarını yalanladı; fakat yunan saldırısının başlaması ile anadolu%27ya geçme fikriyle batum'a geldi. bütün bu gelişmeler olurken anadolu'da gözle görülecek bazı faaliyetler belirdi: trabzon%27da enver paşa'ya taraftarlığı ile bilinen yahya kahya, mahkum ve kaçaklardan oluşan bir tabur meydana getirerek başına buyruk bazı işler yapmaya ve enver%27in yakında döneceğini açıkça telaffuz etmeye başladı. enver paşa ve ittihat ve terakki erkanının milli mücadeledeki faaliyetlerine dair ilk elden bilgi, belge ve anılar veren eser, islam ihtilal cemiyetleri ittihadı nizamnamesi, halk şuralar fırkası programı ve meclis tarafından kahya yahya olayını incelemek üzere bursa mebusu mustafa fehmi efendi başkanlığında oluşturulan tahkik heyetinin raporu gibi çok önemli belgeleri de içermektedir.
10. kitap
chp'deki büyük kavga
“ben hain miyim?”
kazım karabekir paşa'nın bu eseri de yakın tarihimizde bilinmeyen ya da yanlış bilinen bir dönemi gün ışığına çıkarıyor. bu eser, chp grubundaki iç kavgaları, tartışmaları ve kazım karabekir'e büyük saldırıları, yaşanan tartışmalı olayları aydınlatıyor. ve yine bu kitapta, 1939 ve 1944 yılları arasında, yani ıı. dünya savaşı'nın başlangıcında ve en ateşli dönemlerinde chp grubundaki tartışmaları türkiye'de ilk defa gün ışığına çıkarmaktadır. bu eserin iki önemli tarafı var… birincisi türkiye'de ilk defa chp grup tartışmaları yayınlanıyor ve grup tartışmalarındaki iç kavgalar ve karabekir paşa'ya saldırılar gün yüzüne çıkıyor. ikincisi ise, ıı. dünya savaşı'na türkiye neden girmedi, ismet inönü faktörü resmi tarihte öğretildiği gibi gerçekten savaşa girilmemesinde önemli miydi sorusuna cevap veriyor. parti grubunda kimler savaşa girme taraftarıydı ve kimler karşıydı. savaşla ilgili görüşler, ileriye yönelik düşünceler ne derece doğru, ne derece yanlıştı. bu eseri okuduktan sonra bu soruların cevabını bulacaksınız. hem de gerçek kaynağından...
11. kitap
imparatorluğun çöküşü
“birinci dünya savaşına neden girdik, nasıl girdik?”
türk milletini dört yıl ateş ve kan içerisinde bırakan ve neticede yüzyıllardan beri bu kahraman milletin nice fedakarlıkları karşılığında elde tutulan osmanlı devleti'ni parçalayan birinci dünya savaşı'nın milletimizi alakadar eden cephesini inceden inceye düşünmek ve öğrenmek her türk vatandaşının büyük vazifesidir. kazım karabekir paşa, birinci dünya savaşı esnasında genelkurmay başkanlığı istihbarat şubesini idare etmiş, savaş müddetince de çanakkale, ırak ve kafkas cephelerinde önemli görevlerde bulunurken de yaşadıklarını kaydetmiş, bu anılarını “birinci dünya savaşına neden girdik”, “birinci dünya savaşına nasıl girdik”, “birinci dünya savaşını nasıl idare ettik - erzincan ve erzurum'un kurtuluşu, sarıkamış, kars ve ötesi” isimli eserlerinde toplamıştır. karabekir paşa'nın elinizde tuttuğunuz “imparatorluğun çöküşü” isimli eser, birinci dünya savaşına neden girdik, nasıl girdik? isimli eserleridir.
12. kitap
yeniden dirilişe
“birinci dünya savaşını nasıl idare ettik?”
kazım karabekir paşa, birinci dünya savaşı esnasında genelkurmay başkanlığı istihbarat şubesini idare etmiştir. savaş müddetince de çanakkale, ırak cephelerinde önemli görevlerde bulunurken doğu cephesinin de van gölü-muş-çapakçur; rus ordularının bolşeviklik darbesiyle sarsılması üzerine de kafkas cephesinin sağ tarafında bulunan ikinci kolordu komutanlığı'ndan, erzincan'ın karşısındaki birinci kafkas kolordu komutanlığı görevlerinde bulunmuştur. paşa, savaş döneminde tüm yaşadıklarını belgeler ve bilgiler ışığında kayıt altına almıştır. daha önce yayınevimiz tarafından yayınlanan ‘imparatorluğun çöküşü' isimli eserinde bu anılarının, osmanlı imparatorluğu'nun birinci dünya savaşı'na neden ve nasıl girdiğini yazdığı eserlerinden oluşmuştu. yeniden dirilişe ismiyle yayınladığımız bu eser ise paşa'nın, “birinci dünya savaşı'nı nasıl idare ettik başlığı altındaki, erzincan ve erzurum'un kurtuluşu, sarıkamış, kars ve ötesi” bölümünü kapsamaktadır.
13. kitap
nasıl hristiyan olacaktık?
“bizi silah kuvvetleriyle parçalayamayan düşmanlarımız,
fikir kuvvetleriyle mahvedeceklerdir.”
fethi bey (okyar) söz alarak, bana gayet sert, kat'i cevap verdi: -evet, karabekir! türkler islamlığı kabul ettiklerinden böyle kaldılar... ve islam kaldıkça da bu halde kalmaya mahkumdurlar... bunun için islam kalamayacağız... ben de aynı sertlikle şu cevabı verdim: “fethi bey, bu yabancı fikri şiddetle reddederim! geri kalmaklığımıza âmil olan şey bir değildir. fütûhatçılık, temsil kudreti gösterememek, avrupa'nın ilim ve irfan cephesiyle temassızlık, idarede istibdat gibi mühim sebepler vardır...” cumhuriyetin ilk yıllarında ‘islam ilerlememize mani, din değiştirelim' tartışmalarını ve karabekir paşa'nın bu fikri savunanlara çok sert tepkisi ile lozan heyetinde bulunan hahambaşı hayim naum'un ingilizlere teklifini okuyacaksınız. masonların ittihat ve terakki cemiyeti üzerindeki etkisini ve karabekir paşa'nın masonlar ile ilgili görüşlerini, yine bu kitapta karabekir paşa'nın bulgaristan esareti günlerini okuyacaksınız.
14. kitap
ermeni dosyası
“nereden geldiler, nereye gidiyorlar?”
ermeniler, bir komşu devlet realitesi... bu realite bilinmedikçe, huzur içinde yaşanamaz.
bu kitap, ermenileri iki kez yenmiş bir osmanlı paşasının, bu millet üzerindeki gözlemleri, birikimleri...
bir osmanlı paşasının düşmanına nasıl baktığını, nasıl değerlendirdiğini göreceksiniz...
düşmanınızı, küçümseyerek de yenemezsiniz, önemseyerek de...
tanıyacaksınız!
kazım karabekir paşa, tanımış, yenmiş. bizlere de tanıtıyor yenilmeyesiniz diye...
15. kitap
büyük hesaplaşma
“izmir suikastı”
mustafa kemal atatürk'e, izmir suikastı teşebbüsünün görüldüğü davayı ele alan istiklal mahkemesi kararlarında göze çarpacak derecede isabetsizlikler olduğu daha o günlerde çeşitli iddialara, yorumlara yol açmış, tartışmalara sebep olmuştur.
mahkeme heyeti reisinin cavid bey ile ilgili kararını mahkeme devam ederken ve karar verilmeden bir buçuk ay önce ‘cavid'i asacağız' demesi daha sonra ortaya çıkmış ve mahkeme heyetinin çok önceden kararını vermiş olduğunun bir göstergesi olarak tarihe düşmüştür.
idam mahkumu insanların idam sehpasına giderken son anlarında dahi, ‘biz suçsuzuz, hata yapıyorsunuz' sözleri bu mahkemenin kararlarının doğru olduğu meselesinde kafalarda şüpheler uyandırıyor.
biz bu çalışmamızı yaparken, ne kimseyi suçlamak ne de haklı çıkartmak gibi bir amaç içinde olmadık.
yaptığımız 1926 yılında meydana gelen bir olayı, dönem içinde yayınlanmış ve özelikle kazım karabekir paşa'nın savunmasını ve o süreçte yaşadıklarını kendi notlarından ilk defa kamuoyunun gözleri önüne sermekten ibarettir.
16. kitap
çocuk davamız
“yetimlerin babası”
kazım karabekir paşa'nın görev yaptığı özellikle doğu vilayetlerinde bakımsız çocuklara yönelik yapmış olduğu çalışmaları ve raporlarını topladığı bu eseri günümüz idarecileri için iyi bir kaynak, tarih meraklıları için ise ibret verici bir çalışmadır.
paşa bu eserine başlarken şunları söylüyor: bir taraftan çocuk sefaleti, bir taraftan da şahane çocuk balolarını okudukça ve işittikçe ben de duygularımı kaybettim.
bakımsız çocuklar millet enerjisinin, bakımsız topraklarda vatan enerjisinin kaybedilmesi demektir.
bakımsız çocuk milli tehlikedir. çünkü her yıl maddi ve manevi bir sürü düşkün halk arasında kaynaşacak ve
ordu saflarına karışacaktır.
demek milletin ve ordusunun keyfiyet bakımından kıymeti her yıl bir derece daha düşecektir. vatanın, geleceğinin sahipleri bugünün çocuklarıdır.
şu halde bakımsız çocukların bu vatana nasıl sahip olacakları bugünden düşünülecek bir meseledir.
bazı kimselerden esefle duydum ve duymaktayım da: ‘madem ki bakmayacaklar ne diye çocuk yapıyorlar?'
ben de cevap veriyorum ki: ‘ailelerin vatan borçları, fakir de olsalar, mümkün olduğu kadar çok çocuk yapmalarıdır.'
17. kitap
millet bilinci
“tarihte almanlar ve alman ordusu”
bir toplumun yirmi-otuz yıl gibi çok kısa bir süre içinde nasıl millet bilincini kazanıp, askeri ve ekonomik açıdan dünyada sayılı devletler arasına girdiğini ve bir ordunun bu yolda toplumuna nasıl önderlik ettiğini ve ne gibi fedakarlıklar yaptığını gösteren ibret verici bilgilerle dolu bir eser.
eser üç bölümden oluşmaktadır:
1. alman tarihi: tarihte almanlar, almanya'nın tarihî geçmişi, geçirdiği evreler, almanların millet bilincini kazanması.
2. alman ordusu tarihi ile clausevitz, scharnhorst, schlieffen ve moltke gibi, alman askerliğinin ve modern askerliğin temellerini atan büyük alman komutanlarının anlatıldığı “alman ordusu” bölümü.
3. “alman kültür ve irfanı” adını taşıyan son bölümde ise, bir nebze de olsa alman kültürüne
değinilmektedir.
18. kitap
tarihte ve abdülhamid döneminde türk-alman ilişkileri
kökü çok eskilere dayanan türk-alman ilişkileri -günümüze dek uzanan boyutuyla- tarihimizin en ilginç safhalarından birini teşkil etmektedir.
osmanlı'nın son döneminde yaptıkları kader birliği ve osmanlı devleti'nin yıkılışında oynadıkları rol,
bu ilişkiyi ilgincin de ötesine taşıyarak önemli kılmaktadır.
konu askeri okullarda -daha ziyade- alman irfanıyla yetişip osmanlı ordusunun çeşitli kademelerinde alman subaylarıyla çalışan son dönem türk askeri tarihinin tanınmış simalarından kazım karabekir paşa'nın da ilgisini çekmiş ve bunun sonucu olarak da bu kitap ortaya çıkmıştır.
19. kitap
türk ordusunda almanlar
helmuth von moltke, colmar feiherr von der goltz ve liman von sanders, ıslah heyetlerinin başında türkiye'ye gelip osmanlı ordusunda senelerce görev yaparak türk askerlik tarihinin son dönemine damgasını vurmuş üç büyük alman komutanıdır.
bunlardan goltz paşa, ülkemiz topraklarında ölmüş ve istanbul'da defnedilmiştir.
her üçü de türkiye ve türk ordusuna dair kitaplar yazmış, hatıralarını kaleme almış; kendi ülkelerinde bulundukları zamanlarda da türkiye ile ilgili konferanslar verip makaleler yazmışlardır.
son dönemde “kuleli, harbiye ve erkan-ı harbiye mekteplerinde alman irfanından feyz alarak” yetişen ve ordudaki yıllarında sürekli alman subaylarıyla çalışan kazım karabekir paşa bu eserinde ülkemizde görev yapmış çok sayıdaki alman subayının en büyükleri olan bu üç askeri ve türkiye'deki faaliyetlerini, -goltz ve liman paşalarla birlikte çalışması olmasından dolayı- yer yer hatıralarla bu süreci anlatmaktadır.
20. kitap
istiklal harbimiz (5 cilt – lüx kutulu)
“yasaklanan kitap”
bu kitabı, türk vatandaşlarımız kadar belki onlardan da çok, kürt vatandaşlarımız okumalı...
çok uzun yıllar, ermeni yönetiminde yaşadıkları için, asıl tehlikenin nerede birikip çığ gibi döküleceğini görüp, uzun uzun düşünmeleri için..
karabekir paşa bu eseri için şöyle demektedir.
“hala türk düşmanlığı güden ermenilerin de, büyük devletlerin siyasi tuzaklarına düşen küçüklerin ne hale gelebileceklerini- kendileri de tattıklarından- göz önünden ayırmayarak tehlikeli yoldan gidenlere uymamaları lazımdır. bueserimin biraz da bu işe yardım edeceğini umarım.”
kazım karabekir paşa'nın 1930 yıllarında yazdığı ve yayınlanmasını ailesine vasiyet ettiği, yakın tarihimizin bir bölümünü belgeleriyle en doğru olarak anlatan istiklal harbimiz eseri, ancak 1960 yılında yayınlanabilmiştir.ancak aynı yıl eser yayınlanmasından hemen sonra mahkeme kararıyla toplatılmıştır.
5 sene süren mahkeme sonrası, beraat ettiğinden yayınına devam edilmiştir.istiklal harbimizin başlangıcını ve bilhassa doğu hareketlerini bilmek isteyen tarih severlerimizin gösterdiği büyük ilgiden dolayı oldukça hacimli olan eser zaman içerisinde tek cilt ve 2 cilt olarak yayınlanmıştır.
truva yayınları olarak bu eseri 5 cilt olarak, yeniden düzenleyip yayınlıyoruz.kitapta orijinalliğine sadık kalmak kaydıyla, belgelerde herhangi bir düzenleme yapmadan metinlerde artık kullanılmayan birçok kelimeler, günümüz türkçesiyle değiştirilip okuyucunun daha rahat okuması sağlanmıştır.
yayınladığımız eser; karabekir paşa'nın damadı prof. faruk özerengin'in truva yayınevi sahibi sami çelik'e vermiş olduğu yetkiyle basılmış olup, rahmetli özerengin'in yayınevine teslim ettiği şekilde aslına sadık kalınarak baskısı gerçekleştirilmiştir.
1. kitap
paşaların kavgası
“inkılap hareketlerimiz”
elinizdeki bu kitapta türk yakın tarihinin en çapraşık dönemi karabekir paşa'nın kalemiyle ele alınıyor. resmi tarihe yer yer ters düşen bu hatıralar yakın tarihimizin iyi anlaşılması için büyük kazançtır. tarihin hafızası hiç bir zaman unutkanlıkları bağışlamamıştır. bu kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman yakın tarih tablosunun son çizgisinin çizilmiş olduğunu göreceksiniz.
2. kitap
istiklal harbimizin esasları
“paşa'nın yakılan kitabı”
kazım karabekir paşa'nın ‘istiklal harbimizin esasları' isimli eseri ile ilgili paşa'nın damadı prof. faruk özerengin şunları anlatıyor… “1933 yılında, bir gazetede istiklal harbi öncülerini hedef alan ve milli mücadele tarihini okuyucuya yanlış anlatan yayınlar üzerine paşa hakikatları ortaya koymak için gazeteye bazı belgeler göndermişti. bunlardan bir kısmı yayınlandı. daha sonra bazı nedenlerle bu yayın durdurularak yalan yanlış, yayınlar neşredilmeye devam edildi. bunun üzerine paşa, istiklal harbi'nin esaslarını konu alan bu özet kitabı hazırlayarak matbaaya verdi. akabinde matbaa polis tarafından basılarak, basılmış olan 3000 adet kitap formaları toplatıldı ve kireç ocaklarında yakıldı.” işte şuan elinizde tuttuğunuz bu eser, paşa'nın yakılan kitabıdır.
3. kitap
paşaların hesaplaşması
“istiklal harbine neden girdik, nasıl girdik, nasıl idare ettik?”
kazım karabekir paşa diyor ki, “istiklal savaşı'nı yapmak fikrini ilk önce ortaya koyan bendim. bunun siyasi ve askeri planlarını yapan da bendim. ilk önce, 29.11.1918 tarihinde istanbul zeyrek'te, süleymaniye camisi'ne bakan ağabeyimin evinin bahçesinde, bu meseleyi ismet bey'e (inönü) açtım ve uzun uzun tartıştık. birlikte osmanlı kabinesi'ne girmek düşüncesinde olan mustafa kemal paşa'ya da (atatürk) 11.01.1919 tarihinde, doğuya hareketim sırasında, şişli'deki evinde istiklal savaşı yapmak gereğini ve planımı bildirerek anadolu'ya gelmesini teklif ettim. onunla da uzun tartışmalar yaptık.” bu önemli konular henüz yayınlanmadı… belgeleri ile birlikte ilk defa bütün bu gerçekler bu kitapla gün yüzüne çıkıyor.
4. kitap
bir düello bir suikast
“her şeyi ben yaptım yanlışı”
1933 yılının mayıs ayında, o zamanki milliyet gazetesi%27nde, "millici" imzası ile istiklal harbi ile ilgili bir yazı serisi yayımlanmaya başlar. gün geçtikçe, bu yazılarda istiklal harbi komutanlarının hizmetlerinin küçültülmeye çalışıldığı göze çarpar. nihayet bir gün "davaya sadakat böyle mi olur?" başlıklı yazı ile doğu cephesi komutanı kazım karabekir paşa%27nın kurtuluş savaşı%27na taraftar olmadığı anlatılmaya çalışılır. hakikatin tam tersi olan bu kasıtlı yazıların düzeltilmesi için, karabekir paşa gazeteye bir mektup gönderir. fakat gazete iddialarını daha da şiddetlendirir ve tarihi hakikatleri değiştirmeye çalışarak yazılarına devam edince, karabekir paşa hatanın düzeltilmesi için bazı belgeleri göndermeye başlar; gazete bunlara cevap vermeye çalışır. fakat sonunda belgelerin açıklamaları karşısında, kasten yapılan hatayı düzeltmektense, paşa%27nın gönderdiği son belgeyi ve cevabı yayınlamaz. bunun üzerine paşa, "istiklal harbimizin esasları" adı ile hazırladığı bir kitabı sinan matbaası'nda bastırmaya başlar, ancak son iki forma daha baskıya verilmeden matbaa polis tarafından aranır, bütün kitaplar toplanır ve o gece yeşilköy yolundaki bir kireç ocağında yakılır. bununla da kalmaz, hemen ardından 4 haziran 1933%27te sabaha karşı saat dörtte erenköy%27deki köşk de aranır ve 96 adet dosya alınarak götürülür. bu kitapta paşa, gazete ile olan münakaşaları, baskın gecesindeki ve sonraki olayları, kendisine yapılmak istenen suikasti anlatmaktadır.
5. kitap
kürt meselesi
“iki halkı çarpıştıran haindir”
kazım karabekir paşa, kürt meselesi için şöyle diyor: ‘bizi parçalayarak yutmak isteyen dış kuvvetler, kürtlük akımını da öteden beri yayıyorlardı. düşmanlarımız büyük ermenistan'ı kurmaya çalışıyor. buralarda ise en ziyade kürt kardeşlerimiz oturmaktadırlar. kürt istiklali diye çalışanlar düşmanlarımızdır. maksatları kürtleri bizden ayırdıktan sonra ermenistan yapmaktır. kürtleri mahvedeceklerdir. bunun için türk ve kürt kardeşler bu felakete meydan vermeyiniz. kürtlük istiklaline matuf fakat muvaffakiyetini kolaylaştırmak için işe dini mahiyet verilmişti. bütün istiklal harbi boyunca sükunetini temin ettiğim kürtlük feci bir sona gidiyordu.' paşa'nın isyanlarla ilgili görüşleri, kürtler hakkındaki düşünceleri, kürt aşiretleri ve liderleri hakkındaki gizli raporlar, paşa'nın chp'deki kürtler ile ilgili mücadeleleri bu kitap ile gün yüzüne çıkıyor.
6. kitap
hayatım
kazım karabekir paşa'nın eserleri, her ne kadar kendi hatıraları olsa da yazılış ve hazırlanış şekliyle paşa'nın olayların içinde bulunması ve tarihi bir misyonu olması münasebetiyle eserleri birer tarih hazinesidir. dün okunuyordu, bugün de okunuyor, yarın da okunacak. cumhuriyet tarihimizin kuruluş yıllarını bilmek isteyenler hiç bir zaman bu eserleri ellerinden bırakamayacaklar. karabekir paşa'nın şuan elinizde tuttuğunuz bu eseri bütün eserlerinin öncesi, yani paşa'nın çocukluk döneminden başlayıp, gençlik dönemiyle devam eden, ittihat ve terakki cemiyeti isimli eserine gelene kadar ki dönemi anlattığı bölümüdür. bir tarihin başlangıcını, bir büyük insanın doğuşunu, eserlerinden istifade ettiğiniz kazım karabekir paşa'nın çocukluk ve gençliğini ‘hayatım' da okuyacaksınız. karabekir paşa şunları söylemektedir; “herkesin hayatı, mükemmel bir tarih parçasıdır. hele çocukların ibret alacağı güzel bir kitaptır. şahsının ehemmiyetine göre böyle bir kitap bütün vatan evlatlarının da istifade edebileceği hakiki bir rehber olabilir. ne idik, ne olduk? mutlaka bilinmelidir.”
7. kitap
ittihat ve terakki cemiyeti
“1896-1909”
osmanlı imparatorluğu'nun çözülüşünün son yılları ve ittihat ve terakki cemiyetinin doğuşu, teşkilatlanması, padişaha yapılan suikast girişimi... balkanlardaki karışıklıklar, isyanlar, çete ve komitecilerle mücadeleler, çarpışmalar... abdülhamit'i devirerek istibdat idaresini kaldırmak ve meşrutiyeti ilan etmek gayesiyle kurulan, sonradan adını ittihat ve terakki olarak değiştiren gizli osmanlı hürriyet cemiyeti'nin kuruluşu, selanik, manastır ve çevresinde teşkilatlanması, gizli tahlif merasimleri... karabekir paşa ittihat terakki cemiyeti için şunları söylemektedir; “ittihat ve terakki cemiyeti, tarihimizin her zaman için iftihar edeceği bir teşekküldü. onu sarsan, solduran; kendi tarihi adıyla ittihat ve terakki, fırkacılık hayatına atılması ve kendi kendini aşındırması olmuştur. cemiyetin bir uzvu sıfatıyla, onun bu vaziyete düşmemesi için, ben çok uğraştım; fakat cemiyetin bünyesine yapışan tufeyliler, hazıra konmak için o eski feragat sahibi başları, nabız tutmak sanatıyla hırs ve istibdat çukuruna sürüklediler.” kazım karabekir paşa'nın kaleminden ittihat ve terakki cemiyeti'nin kuruluş evresi ve faaliyetleri...
8. kitap
ermenilerin yaptığı soykırım
“1917-1920 arasında erzincan'dan erivan'a ermeni mezalimi”
sinsi ve acımasız yöntemlerle, dünyanın tüm zenginliklerine hakim olma arzusundaki egemen güçlerin tehdit ve baskıları altındayız. yüzyılımıza damgasını vuran bu yeni dünya düzeni'nde, türkiye'nin büyük öneme sahip ülkelerden biri olduğunu bütün dünya biliyor. peki, bu egemen güçlerin, tarihimizden esinlenerek kendi lehlerine kaşıdıkları ve ruhumuzu kanattıkları yalan-dolanlarını ne kadar ve ne ölçüde dünyaya duyurabiliyoruz. gerçek suçluların katliamlarını tozlu raflardan çıkarıp da neden hala kendimizi bu uydurma suçluluk kompleksinden kurtaramıyoruz. herkes de biliyor ki, artık tüm dünya ülkelerine zorla kabul ettirilme noktasına gelen bu ermeni soykırımı iddiaları tamamen yalan. bu yalan, yalnız egemen güçlerin soğuk işgallerinin bir parçası. buna en güzel cevabı verecek kişi de; bu uluslararası komplonun oyununa gelen, katledildiklerini iddia ettikleri yakın tarihimizde rusların ve avrupa'nın itelemesiyle asıl kanlı işgali gerçekleştiren, sözde masum ama yıllarca huzur içinde topraklarımızda barındırdığımız bir kısım ermenilerin bir zamanlar korkulu rüyası olan kazım karabekir... o, bu kitapta belgelerini fotoğraflarıyla konuşturuyor ve diyor ki: “türkler kesiyor, öldürüyor diye şayialar çıkıyor; ben size beyan ederim ki, bu doğru değildir!”
9. kitap
milli mücadele'de ittihat ve terakki erkanıve enver paşa
enver paşa, harb-i umumi'den mağlup çıkılması üzerine berlin'e kaçnıak zorunda kalmıştı. buradan rusya'ya geçen paşa moskova'da ingiliz emperyalizmine karşı birlikte mücadele etmek için sovyet devlet adamları ile görüşerek onlardan anadolu hareketine silah yardımı yapmalarını istedi. rusya'nın desteğiyle kurulan islam ihtilal cemiyetleri ittihadı adlı cemiyetin başına geçerek anadolu'da şubeler aç nı ak istedi ve 1920 eylül'ünde gerçekleşen doğu halkları kongresi%27ne katıldı. bir ara berlin'e döndüyse de fazla kalmayarak yine moskova'ya geldi ve ankara hükümetinin temsilcisi ile görüşmeler yaptı. mustafa kemal paşa'ya bir mektup yazarak hakkındaki söylentileri ve anadolu hareketinin başına geçeceği iddialarını yalanladı; fakat yunan saldırısının başlaması ile anadolu%27ya geçme fikriyle batum'a geldi. bütün bu gelişmeler olurken anadolu'da gözle görülecek bazı faaliyetler belirdi: trabzon%27da enver paşa'ya taraftarlığı ile bilinen yahya kahya, mahkum ve kaçaklardan oluşan bir tabur meydana getirerek başına buyruk bazı işler yapmaya ve enver%27in yakında döneceğini açıkça telaffuz etmeye başladı. enver paşa ve ittihat ve terakki erkanının milli mücadeledeki faaliyetlerine dair ilk elden bilgi, belge ve anılar veren eser, islam ihtilal cemiyetleri ittihadı nizamnamesi, halk şuralar fırkası programı ve meclis tarafından kahya yahya olayını incelemek üzere bursa mebusu mustafa fehmi efendi başkanlığında oluşturulan tahkik heyetinin raporu gibi çok önemli belgeleri de içermektedir.
10. kitap
chp'deki büyük kavga
“ben hain miyim?”
kazım karabekir paşa'nın bu eseri de yakın tarihimizde bilinmeyen ya da yanlış bilinen bir dönemi gün ışığına çıkarıyor. bu eser, chp grubundaki iç kavgaları, tartışmaları ve kazım karabekir'e büyük saldırıları, yaşanan tartışmalı olayları aydınlatıyor. ve yine bu kitapta, 1939 ve 1944 yılları arasında, yani ıı. dünya savaşı'nın başlangıcında ve en ateşli dönemlerinde chp grubundaki tartışmaları türkiye'de ilk defa gün ışığına çıkarmaktadır. bu eserin iki önemli tarafı var… birincisi türkiye'de ilk defa chp grup tartışmaları yayınlanıyor ve grup tartışmalarındaki iç kavgalar ve karabekir paşa'ya saldırılar gün yüzüne çıkıyor. ikincisi ise, ıı. dünya savaşı'na türkiye neden girmedi, ismet inönü faktörü resmi tarihte öğretildiği gibi gerçekten savaşa girilmemesinde önemli miydi sorusuna cevap veriyor. parti grubunda kimler savaşa girme taraftarıydı ve kimler karşıydı. savaşla ilgili görüşler, ileriye yönelik düşünceler ne derece doğru, ne derece yanlıştı. bu eseri okuduktan sonra bu soruların cevabını bulacaksınız. hem de gerçek kaynağından...
11. kitap
imparatorluğun çöküşü
“birinci dünya savaşına neden girdik, nasıl girdik?”
türk milletini dört yıl ateş ve kan içerisinde bırakan ve neticede yüzyıllardan beri bu kahraman milletin nice fedakarlıkları karşılığında elde tutulan osmanlı devleti'ni parçalayan birinci dünya savaşı'nın milletimizi alakadar eden cephesini inceden inceye düşünmek ve öğrenmek her türk vatandaşının büyük vazifesidir. kazım karabekir paşa, birinci dünya savaşı esnasında genelkurmay başkanlığı istihbarat şubesini idare etmiş, savaş müddetince de çanakkale, ırak ve kafkas cephelerinde önemli görevlerde bulunurken de yaşadıklarını kaydetmiş, bu anılarını “birinci dünya savaşına neden girdik”, “birinci dünya savaşına nasıl girdik”, “birinci dünya savaşını nasıl idare ettik - erzincan ve erzurum'un kurtuluşu, sarıkamış, kars ve ötesi” isimli eserlerinde toplamıştır. karabekir paşa'nın elinizde tuttuğunuz “imparatorluğun çöküşü” isimli eser, birinci dünya savaşına neden girdik, nasıl girdik? isimli eserleridir.
12. kitap
yeniden dirilişe
“birinci dünya savaşını nasıl idare ettik?”
kazım karabekir paşa, birinci dünya savaşı esnasında genelkurmay başkanlığı istihbarat şubesini idare etmiştir. savaş müddetince de çanakkale, ırak cephelerinde önemli görevlerde bulunurken doğu cephesinin de van gölü-muş-çapakçur; rus ordularının bolşeviklik darbesiyle sarsılması üzerine de kafkas cephesinin sağ tarafında bulunan ikinci kolordu komutanlığı'ndan, erzincan'ın karşısındaki birinci kafkas kolordu komutanlığı görevlerinde bulunmuştur. paşa, savaş döneminde tüm yaşadıklarını belgeler ve bilgiler ışığında kayıt altına almıştır. daha önce yayınevimiz tarafından yayınlanan ‘imparatorluğun çöküşü' isimli eserinde bu anılarının, osmanlı imparatorluğu'nun birinci dünya savaşı'na neden ve nasıl girdiğini yazdığı eserlerinden oluşmuştu. yeniden dirilişe ismiyle yayınladığımız bu eser ise paşa'nın, “birinci dünya savaşı'nı nasıl idare ettik başlığı altındaki, erzincan ve erzurum'un kurtuluşu, sarıkamış, kars ve ötesi” bölümünü kapsamaktadır.
13. kitap
nasıl hristiyan olacaktık?
“bizi silah kuvvetleriyle parçalayamayan düşmanlarımız,
fikir kuvvetleriyle mahvedeceklerdir.”
fethi bey (okyar) söz alarak, bana gayet sert, kat'i cevap verdi: -evet, karabekir! türkler islamlığı kabul ettiklerinden böyle kaldılar... ve islam kaldıkça da bu halde kalmaya mahkumdurlar... bunun için islam kalamayacağız... ben de aynı sertlikle şu cevabı verdim: “fethi bey, bu yabancı fikri şiddetle reddederim! geri kalmaklığımıza âmil olan şey bir değildir. fütûhatçılık, temsil kudreti gösterememek, avrupa'nın ilim ve irfan cephesiyle temassızlık, idarede istibdat gibi mühim sebepler vardır...” cumhuriyetin ilk yıllarında ‘islam ilerlememize mani, din değiştirelim' tartışmalarını ve karabekir paşa'nın bu fikri savunanlara çok sert tepkisi ile lozan heyetinde bulunan hahambaşı hayim naum'un ingilizlere teklifini okuyacaksınız. masonların ittihat ve terakki cemiyeti üzerindeki etkisini ve karabekir paşa'nın masonlar ile ilgili görüşlerini, yine bu kitapta karabekir paşa'nın bulgaristan esareti günlerini okuyacaksınız.
14. kitap
ermeni dosyası
“nereden geldiler, nereye gidiyorlar?”
ermeniler, bir komşu devlet realitesi... bu realite bilinmedikçe, huzur içinde yaşanamaz.
bu kitap, ermenileri iki kez yenmiş bir osmanlı paşasının, bu millet üzerindeki gözlemleri, birikimleri...
bir osmanlı paşasının düşmanına nasıl baktığını, nasıl değerlendirdiğini göreceksiniz...
düşmanınızı, küçümseyerek de yenemezsiniz, önemseyerek de...
tanıyacaksınız!
kazım karabekir paşa, tanımış, yenmiş. bizlere de tanıtıyor yenilmeyesiniz diye...
15. kitap
büyük hesaplaşma
“izmir suikastı”
mustafa kemal atatürk'e, izmir suikastı teşebbüsünün görüldüğü davayı ele alan istiklal mahkemesi kararlarında göze çarpacak derecede isabetsizlikler olduğu daha o günlerde çeşitli iddialara, yorumlara yol açmış, tartışmalara sebep olmuştur.
mahkeme heyeti reisinin cavid bey ile ilgili kararını mahkeme devam ederken ve karar verilmeden bir buçuk ay önce ‘cavid'i asacağız' demesi daha sonra ortaya çıkmış ve mahkeme heyetinin çok önceden kararını vermiş olduğunun bir göstergesi olarak tarihe düşmüştür.
idam mahkumu insanların idam sehpasına giderken son anlarında dahi, ‘biz suçsuzuz, hata yapıyorsunuz' sözleri bu mahkemenin kararlarının doğru olduğu meselesinde kafalarda şüpheler uyandırıyor.
biz bu çalışmamızı yaparken, ne kimseyi suçlamak ne de haklı çıkartmak gibi bir amaç içinde olmadık.
yaptığımız 1926 yılında meydana gelen bir olayı, dönem içinde yayınlanmış ve özelikle kazım karabekir paşa'nın savunmasını ve o süreçte yaşadıklarını kendi notlarından ilk defa kamuoyunun gözleri önüne sermekten ibarettir.
16. kitap
çocuk davamız
“yetimlerin babası”
kazım karabekir paşa'nın görev yaptığı özellikle doğu vilayetlerinde bakımsız çocuklara yönelik yapmış olduğu çalışmaları ve raporlarını topladığı bu eseri günümüz idarecileri için iyi bir kaynak, tarih meraklıları için ise ibret verici bir çalışmadır.
paşa bu eserine başlarken şunları söylüyor: bir taraftan çocuk sefaleti, bir taraftan da şahane çocuk balolarını okudukça ve işittikçe ben de duygularımı kaybettim.
bakımsız çocuklar millet enerjisinin, bakımsız topraklarda vatan enerjisinin kaybedilmesi demektir.
bakımsız çocuk milli tehlikedir. çünkü her yıl maddi ve manevi bir sürü düşkün halk arasında kaynaşacak ve
ordu saflarına karışacaktır.
demek milletin ve ordusunun keyfiyet bakımından kıymeti her yıl bir derece daha düşecektir. vatanın, geleceğinin sahipleri bugünün çocuklarıdır.
şu halde bakımsız çocukların bu vatana nasıl sahip olacakları bugünden düşünülecek bir meseledir.
bazı kimselerden esefle duydum ve duymaktayım da: ‘madem ki bakmayacaklar ne diye çocuk yapıyorlar?'
ben de cevap veriyorum ki: ‘ailelerin vatan borçları, fakir de olsalar, mümkün olduğu kadar çok çocuk yapmalarıdır.'
17. kitap
millet bilinci
“tarihte almanlar ve alman ordusu”
bir toplumun yirmi-otuz yıl gibi çok kısa bir süre içinde nasıl millet bilincini kazanıp, askeri ve ekonomik açıdan dünyada sayılı devletler arasına girdiğini ve bir ordunun bu yolda toplumuna nasıl önderlik ettiğini ve ne gibi fedakarlıklar yaptığını gösteren ibret verici bilgilerle dolu bir eser.
eser üç bölümden oluşmaktadır:
1. alman tarihi: tarihte almanlar, almanya'nın tarihî geçmişi, geçirdiği evreler, almanların millet bilincini kazanması.
2. alman ordusu tarihi ile clausevitz, scharnhorst, schlieffen ve moltke gibi, alman askerliğinin ve modern askerliğin temellerini atan büyük alman komutanlarının anlatıldığı “alman ordusu” bölümü.
3. “alman kültür ve irfanı” adını taşıyan son bölümde ise, bir nebze de olsa alman kültürüne
değinilmektedir.
18. kitap
tarihte ve abdülhamid döneminde türk-alman ilişkileri
kökü çok eskilere dayanan türk-alman ilişkileri -günümüze dek uzanan boyutuyla- tarihimizin en ilginç safhalarından birini teşkil etmektedir.
osmanlı'nın son döneminde yaptıkları kader birliği ve osmanlı devleti'nin yıkılışında oynadıkları rol,
bu ilişkiyi ilgincin de ötesine taşıyarak önemli kılmaktadır.
konu askeri okullarda -daha ziyade- alman irfanıyla yetişip osmanlı ordusunun çeşitli kademelerinde alman subaylarıyla çalışan son dönem türk askeri tarihinin tanınmış simalarından kazım karabekir paşa'nın da ilgisini çekmiş ve bunun sonucu olarak da bu kitap ortaya çıkmıştır.
19. kitap
türk ordusunda almanlar
helmuth von moltke, colmar feiherr von der goltz ve liman von sanders, ıslah heyetlerinin başında türkiye'ye gelip osmanlı ordusunda senelerce görev yaparak türk askerlik tarihinin son dönemine damgasını vurmuş üç büyük alman komutanıdır.
bunlardan goltz paşa, ülkemiz topraklarında ölmüş ve istanbul'da defnedilmiştir.
her üçü de türkiye ve türk ordusuna dair kitaplar yazmış, hatıralarını kaleme almış; kendi ülkelerinde bulundukları zamanlarda da türkiye ile ilgili konferanslar verip makaleler yazmışlardır.
son dönemde “kuleli, harbiye ve erkan-ı harbiye mekteplerinde alman irfanından feyz alarak” yetişen ve ordudaki yıllarında sürekli alman subaylarıyla çalışan kazım karabekir paşa bu eserinde ülkemizde görev yapmış çok sayıdaki alman subayının en büyükleri olan bu üç askeri ve türkiye'deki faaliyetlerini, -goltz ve liman paşalarla birlikte çalışması olmasından dolayı- yer yer hatıralarla bu süreci anlatmaktadır.
20. kitap
istiklal harbimiz (5 cilt – lüx kutulu)
“yasaklanan kitap”
bu kitabı, türk vatandaşlarımız kadar belki onlardan da çok, kürt vatandaşlarımız okumalı...
çok uzun yıllar, ermeni yönetiminde yaşadıkları için, asıl tehlikenin nerede birikip çığ gibi döküleceğini görüp, uzun uzun düşünmeleri için..
karabekir paşa bu eseri için şöyle demektedir.
“hala türk düşmanlığı güden ermenilerin de, büyük devletlerin siyasi tuzaklarına düşen küçüklerin ne hale gelebileceklerini- kendileri de tattıklarından- göz önünden ayırmayarak tehlikeli yoldan gidenlere uymamaları lazımdır. bueserimin biraz da bu işe yardım edeceğini umarım.”
kazım karabekir paşa'nın 1930 yıllarında yazdığı ve yayınlanmasını ailesine vasiyet ettiği, yakın tarihimizin bir bölümünü belgeleriyle en doğru olarak anlatan istiklal harbimiz eseri, ancak 1960 yılında yayınlanabilmiştir.ancak aynı yıl eser yayınlanmasından hemen sonra mahkeme kararıyla toplatılmıştır.
5 sene süren mahkeme sonrası, beraat ettiğinden yayınına devam edilmiştir.istiklal harbimizin başlangıcını ve bilhassa doğu hareketlerini bilmek isteyen tarih severlerimizin gösterdiği büyük ilgiden dolayı oldukça hacimli olan eser zaman içerisinde tek cilt ve 2 cilt olarak yayınlanmıştır.
truva yayınları olarak bu eseri 5 cilt olarak, yeniden düzenleyip yayınlıyoruz.kitapta orijinalliğine sadık kalmak kaydıyla, belgelerde herhangi bir düzenleme yapmadan metinlerde artık kullanılmayan birçok kelimeler, günümüz türkçesiyle değiştirilip okuyucunun daha rahat okuması sağlanmıştır.
yayınladığımız eser; karabekir paşa'nın damadı prof. faruk özerengin'in truva yayınevi sahibi sami çelik'e vermiş olduğu yetkiyle basılmış olup, rahmetli özerengin'in yayınevine teslim ettiği şekilde aslına sadık kalınarak baskısı gerçekleştirilmiştir.