"Sabah ezanıyla yine ayaktaydı Kelleci Fırını'nın şen bülbülleri. Seher vaktinde uyanıp evvela evlerini, sonra sokaklarını, nihayetfırınlarını şenlendiren bu minik simitçi tayfasının çok işi vardı o gün.
Simitlerini satar satmaz işe koyulmayı kararlaştırmışlardı. Fırına vardıklarında bu heyecanlarını ustaları ve güler yüzlü İsmail ağabeyleriyle de paylaşmışlardı.
O kadar heyecanlı vemutluydular ki bir dakika bile yerlerinde duramıyor, daldan dala konan bülbülleri andırıyorlardı. Hayalini dahi kuramayacaklarışeyler kendiliğinden oluveriyordu. Sanki gizli bir güç, içlerinden geçenleri okuyor, hiç vakit kaybetmeden hepsini bir bir hayatageçiriyordu.
"Sabah ezanıyla yine ayaktaydı Kelleci Fırını'nın şen bülbülleri. Seher vaktinde uyanıp evvela evlerini, sonra sokaklarını, nihayetfırınlarını şenlendiren bu minik simitçi tayfasının çok işi vardı o gün.
Simitlerini satar satmaz işe koyulmayı kararlaştırmışlardı. Fırına vardıklarında bu heyecanlarını ustaları ve güler yüzlü İsmail ağabeyleriyle de paylaşmışlardı.
O kadar heyecanlı vemutluydular ki bir dakika bile yerlerinde duramıyor, daldan dala konan bülbülleri andırıyorlardı. Hayalini dahi kuramayacaklarışeyler kendiliğinden oluveriyordu. Sanki gizli bir güç, içlerinden geçenleri okuyor, hiç vakit kaybetmeden hepsini bir bir hayatageçiriyordu.