Asıl adı İsmail Kemalettin Demir'dir. Deniz subayı olan babası, Sultan II. Abdulhamid'in yaverlerindendi. İlkokulu çeşitli okullarda, rüştiyeyi Kasımpaşa'daki Cezayirli Haşan Paşa Rüştiyesi'nde okudu.
Galatasaray Lisesi'ndeyken öğrenimini yarım bırakıp çalışmaya başladı. Avukat kâtipliği (1928-1932), Fransızların yönetimindeki Zonguldak Kömür İşletmeleri'nde ambar memurluğu, İstanbul'da Vakit, Haber, Son Posta gazetelerinde düzeltmenlik, muhabirlik, çevirmenlik yaptı.
Yedigün, Karikatür dergilerinde sayfa sekreteri oldu, Karagöz gazetesinde başyazardı, Tan gazetesinin yazı işleri müdürlüğünü (1932-1938) üstlendi. Nâzım Hikmet'le birlikte Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde “askeri isyana teşvik” suçlamasıyla yargılandı. 15 yıl hapse mahkûm oldu.
Çankırı, Çorum, Kırşehir, Malatya ve Nevşehir cezaevlerinde 12 yıl hapis yattı (1938-1950). 1950'de genel afla özgürlüğüne kavuştu.
1960'tan sonra tümüyle edebiyata yöneldi ve tek uğraşı yazarlık oldu, hayatını romanlarının geliriyle sürdürdü.
Asıl adı İsmail Kemalettin Demir'dir. Deniz subayı olan babası, Sultan II. Abdulhamid'in yaverlerindendi. İlkokulu çeşitli okullarda, rüştiyeyi Kasımpaşa'daki Cezayirli Haşan Paşa Rüştiyesi'nde okudu.
Galatasaray Lisesi'ndeyken öğrenimini yarım bırakıp çalışmaya başladı. Avukat kâtipliği (1928-1932), Fransızların yönetimindeki Zonguldak Kömür İşletmeleri'nde ambar memurluğu, İstanbul'da Vakit, Haber, Son Posta gazetelerinde düzeltmenlik, muhabirlik, çevirmenlik yaptı.
Yedigün, Karikatür dergilerinde sayfa sekreteri oldu, Karagöz gazetesinde başyazardı, Tan gazetesinin yazı işleri müdürlüğünü (1932-1938) üstlendi. Nâzım Hikmet'le birlikte Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde “askeri isyana teşvik” suçlamasıyla yargılandı. 15 yıl hapse mahkûm oldu.
Çankırı, Çorum, Kırşehir, Malatya ve Nevşehir cezaevlerinde 12 yıl hapis yattı (1938-1950). 1950'de genel afla özgürlüğüne kavuştu.
1960'tan sonra tümüyle edebiyata yöneldi ve tek uğraşı yazarlık oldu, hayatını romanlarının geliriyle sürdürdü.