İnsan hayatı bir değerler bütünüdür. İnsan bu değerleriyle sık sık çatışmaya girer. Doğru-yanlış, güzel-çirkin, iyi-kötü gibi... Nefis, umulmadık anda bunlar arasında bir tercih yapmak zorunda bırakır bizi. Genelde de vicdanımızın değil, nefsimizin dediği olur. Vicdan devreye girince pişmanlıklarımız başlar. Nefis ve vicdan arasındaki muhasebe, kör bir düğüme dönüşür.
Modernleşme adına toplumun dejenere olduğu, değerlerin hiçe sayıldığı, hayâsızlığın medeni cesaret olarak algılandığı günümüzde pervasızlığa, kokuşmuşluğa ve adaletsizliğe karşı bir başkaldırıdır "Kemer Düğme DÜĞÜM". Yaşanmışlıklardan yola çıkarak, insanlığa "Kendine gel!" diyen bir haykırıştır.
İnsan hayatı bir değerler bütünüdür. İnsan bu değerleriyle sık sık çatışmaya girer. Doğru-yanlış, güzel-çirkin, iyi-kötü gibi... Nefis, umulmadık anda bunlar arasında bir tercih yapmak zorunda bırakır bizi. Genelde de vicdanımızın değil, nefsimizin dediği olur. Vicdan devreye girince pişmanlıklarımız başlar. Nefis ve vicdan arasındaki muhasebe, kör bir düğüme dönüşür.
Modernleşme adına toplumun dejenere olduğu, değerlerin hiçe sayıldığı, hayâsızlığın medeni cesaret olarak algılandığı günümüzde pervasızlığa, kokuşmuşluğa ve adaletsizliğe karşı bir başkaldırıdır "Kemer Düğme DÜĞÜM". Yaşanmışlıklardan yola çıkarak, insanlığa "Kendine gel!" diyen bir haykırıştır.