Hakan Kökcü ilk kitabı Kemikler ve Komşuluklar ile zamanın kimseye eşit davranmadığını bir kez daha hatırlamamızı sağlıyor. Öyküleri okurken, bambaşka, sıradan ve bir o kadar tanıdık hayatların, kimi zaman baş kahramanı kimi zaman uzaktan akrabası kimi zaman da kulaktan kulağa yanlış anlatılan hikâyeleri oluveriyorsunuz.
Kemiğe dayanan her bıçak, ya daha çok sabretmeyi öğretir ya da bıçağı kemiğe dayayan kişi/olay/durum ile daha çok yakın olmayı. Kemikler ve Komşuluklar'ın kahramanları sabretmeyi öğreniyor, sabrı en baştan yorumluyor, derin bir nefes aldırıyor.
Hakan Kökcü ilk kitabı Kemikler ve Komşuluklar ile zamanın kimseye eşit davranmadığını bir kez daha hatırlamamızı sağlıyor. Öyküleri okurken, bambaşka, sıradan ve bir o kadar tanıdık hayatların, kimi zaman baş kahramanı kimi zaman uzaktan akrabası kimi zaman da kulaktan kulağa yanlış anlatılan hikâyeleri oluveriyorsunuz.
Kemiğe dayanan her bıçak, ya daha çok sabretmeyi öğretir ya da bıçağı kemiğe dayayan kişi/olay/durum ile daha çok yakın olmayı. Kemikler ve Komşuluklar'ın kahramanları sabretmeyi öğreniyor, sabrı en baştan yorumluyor, derin bir nefes aldırıyor.